Önceki yazılarımda da üzerinde durduğum gibi, ev sahipliği yaptığı festivaller açısından en çok takdir ettiğim ilçelerimizden biridir Bodrum... Öyle ki, Türkiye'nin üçüncü büyük şehri İzmir'de göremediğimiz ve özellikle yazın eksikliğini hissettiğimiz birçok organizasyona imza atarak, turizmdeki marka değerini 'festival kenti' kimliğiyle de taçlandırmaktadır.
Üstelik klasik müzik, bale, piyano ve barok geceleri gibi tüm uluslararası çaptaki etkinlikler için tarihi ve turistik mekanların seçilmesi boşuna değildir.
Bodrum Kalesi, Halikarnas Mozolesi alanı, Gümüşlük gibi yerlerdeki konser ve gösteriler, kentin dünya vitrinine çıkmasında paha biçilmez bir 'etiket' kazanmasını sağlıyor. Zaten festivallerin en cazibeli tarafı da yarattıkları evrensel titreşimle tüm dünya üzerinde bir çekim gücü oluşturmak değil mi?
Bodrum'un en istikrarlı ve uluslararası değer taşıyan festivallerinin başında ise Denizbank ana sponsorluğunda düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali gelmektedir.
Öyle ki Gümüşlük Festivali, "Avrupa'nın en seçkin festivalleri, EFFE 2015-2016" listesindeki yerini alma onurunu yaşattı Türkiye'ye... Bu yıl 13'üncü kez müzikseverleri buluşturan organizasyon, ilçenin cennet köşesi Gümüşlük'ün kah kumsalında, kah 2500 yıllık Antik Taş Ocağı ve Toprak Ev'de verilen konserlerle sürüyor.
Piyanoda, flütte, gitarda, kemanda kimi zaman solo, kimi zaman etnik müzik ve caz topluluklarının eşlik ettiği düet ve orkestralı dinletilerde, müzikseverler o büyüleyici atmosferde ezgilerle tadına doyulmayacak bir zaman yolculuğuna çıkıyorlar. Yerli yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği Gümüşlük'ün bu noktaya gelmesinde, yılardır festivali sahiplenen dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay'ın payı yadsınamaz.
8 Temmuz'daki açılışta, Saygun Quartet ve konuk kontrbasçı Cemre Burhan Çetin'in eşliğinde Gülsin Onay'ın ruhumuzu okşayan piyano dokunuşları, Antik Taş Ocağı'nın otantik atmosferini soluyan dinleyicilere yine unutulmaz dakikalar yaşattı. Gülsin Onay, hocası Mithat Fenmen'in 100'üncü doğum yılı nedeniyle, birlikte çalıştıkları Chopin Konçertosu'nun quartet versiyonu ile Ulvi Cemal Erkin ve Dvorak'ın eserlerini seslendirdi.
Ardından, 9 Temmuz'da Emre Yavuz'un Toprak Ev'de, 10 Temmuz'da ise Emre Şen'in Taş Ocağı'nda piyanonun başına geçtiği solo dinletiler Gümüşlük'ü usta bestecilerin melodileriyle renklendirdi. Önceki gece ise bu kez Gümüşlük sahilinden dünya çapında bir trompetçi geçti. Norveçli caz trompetçisi Nils Petter Molvaer, farklı tekniği ve sıra dışı müziğiyle 'Suda Caz' sahnesinde olağanüstü bir performans sergiledi.
Konserde, gitarla Geir Sundstol, bass gitarla Jo Berger Myhre ve davulla Erland Dahlen kendisine eşlik etti. Molvaer, 2014'te yayınlanan son albümü Switch olmak üzere, önceki albümlerinden de seçme eserler seslendirdi. 2 saat sahnede kalan Nils Petter Molvaer ve ekibini, Gümüşlük sahilini dolduran çok sayıdaki cazsever hayranlıkla izledi. Festival zengin içeriğiyle 11 Ağustos'a dek sürecek. Gümüşlük'ün tarihi mekanları, kumsalı, denizi, yeri göğü müziğin farklı disiplinlerinden ünlü sanatçıların ezgileriyle şenlenecek.
Avrupa'nın sayılı ve saygın festivalleri arasında anılan organizasyonda emeği geçen herkesi kutluyorum.
Programın kalan bölümünü ve festivalin ayrıntılarını merak edenler, 'www.gumuslukfestival.org' linkini tıklayabilir.