İftarda kan şekeri yavaş yükselmeli
Dr. Murat Berksoy'dan 10 öneri:
Mutlaka sahura kalkılmalı, sahurda hafif besinler tüketilmeli.
Sıvı ihtiyacını karşılamak için günde 2 - 2.5 litre su içilmeli.
İftarda, ilk önce hafif, az yağlı gıdalarla yemeğe başlanmalı.
Yemekler yavaş yavaş ve az porsiyonlarda tüketilmeli.
Kan şekerini hızla yükselten besinler yerine posa miktarı fazla kepekli ürünler tercih edilmeli.
İftarda kızartma ve yağlı besinler yerine ızgara, haşlama, buğulama yöntemleri ile pişirilmiş yemekler yenmeli.
Tatlı isteniyorsa hamurlu, ağır tatlılar yerine sütlü hafif tatlılar tercih edilmeli.
Ara öğün olarak meyveye yer verilmeli.
Haftada üç kez düzenli hafif egzersize devam edilmeli.
Her grup besin almaya özen gösterilmeli.
Hamileler orucu doğum sonrasına bırakmalı
Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, hamileliğin İslam dininde oruçtan muafiyet için geçerli bir sebep olarak kabul edilmesine rağmen birçok hamile kadının Ramazan ayında hem kendisi hem de gelişmekte olan bebeği için zorlukları ve sakıncalarını dikkate almadan oruç tuttuğunu belirtiyor. Kadınların, hamileliğin değiştirdiği koşullar nedeniyle daha sık acıktıklarını, bunun sebebinin de bu dönemde kalori alım gereksinimlerinin artması olduğunu söyleyen Dr. Murat Berksoy, hamilelerin 3-4 saatte bir düşmeye eğilimli kan şekerlerini sabit tutmak için ara öğünler alması gerektiğini, yapılan çalışmalarda ise oruç tutan hamilelerin oruca bağlı yan etkiler yaşadıklarını belirtiyor.
Oruç yaşlanmayı geciktiriyor
Birçok hastalıkta kilit rol oynayan kandaki lipit ve kolesterol düzeyinin, düzensiz beslenmeye bağlı olarak vücudumuza zarar verdiğini dile getiren Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, "Damar duvarları kolesterol parçacıkları ile kaplanarak kan sirkülasyonunu bozar, bu da birçok hastalığa davetiye çıkarır. Hücre yenilenmesini aksatan, dokuların onarımını geciktiren bu durum yaşlanma sürecini önemli ölçüde artırır. Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki lipit ve kolesterol düzeyi azaldığı için damarların kendini tamir ettiğini belirten Dr. Yavuz, oruç sayesinde damarların temizlendiğini ve kan dolaşımının arttığını vurguladı. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir" diyor.
Sindirim organları oruçla dinleniyor
Oruç sırasında sindirime ayrılan zamanın azaldığını belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, "Sindirim organlarının da bu süreçte dinlenerek kendini yenilediğini hatırlattı. Özellikle durmaksızın çalışan karaciğerin dinlenmesine olanak sağlayan oruç, kan içerisinde yer alan akyuvarların da performansıyla vücudumuzdaki her organı ayrı ayrı dinlendirir ve hastalıklara karşı direnç sağlar" diyor.
Oruç tutmak hangi durumlarda sakıncalı?
Oruç tutmanın sağlıklı insanlar için geçerli olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, orucun zararlı olabileceği durumları şöyle özetliyor;
* Vücudun susuz kalması sonucu kanın yoğunlaşmasıyla ortaya çıkan felci daha önce geçirmiş hastalar ve felç riski taşıyanlar,
* Kan şekeri düşme riski bulunan diyabet hastaları,
* Aktif mide ülseri olanlar,
* Böbrek yetmezliği yaşayanlar,
* Parkinson, Alzheimer ve Sara hastaları,
* Önemli psikolojik rahatsızlıkları olanlar,
* Gün içinde sürekli ilaç kullanması gereken hastalar
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sağlıklı bir Ramazan için iftar ikiye bölünmeli (02 Ağustos 2011)
- Hamileler için yaz sıcağına 'su'lu çözümler (28 Temmuz 2011)
- Sağlıklı mutfak için günlük alışveriş (12 Temmuz 2011)
- Masajın şifalı etkisi her derde deva oluyor (08 Temmuz 2011)
- Bakımdan sonra iki gün cildinizi koruyun (07 Temmuz 2011)