'Hikaye' kelimesinin cazip bir havası vardır. Kulağa hoş gelir. İçinde bin bir anlam gizlidir. Seçimlerimiz ve kadersel planlarımız bir muamma paketidir. Hayatımızın tüm kodlanmış şifreleri açıldıkça bizim hayat hikayemiz ortaya çıkar. Doğrularımız ve yanlışlarımız arasında yaşadığımız yüzlerce olayın sonucunda, bir gün aniden bitiverir. İlk gençlik yıllarında, uzun gibi gördüğümüz yolun kısalığını, ilerleyen yaşlarımızda fark ederiz. Ahlar vahlar ve serzenişler içinde geçireceğimiz zamanın artık bir şey ifade etmediğini görmenin yaşlılık depresyonlarını tetiklediğini birçok uzman arkadaşımdan duymuştum. 'Hayat hiçbir zaman pişmanlık duymamaktır' sevdiğim bir sözdür. Bizi mutlu eden anılarımız ve çevremize anlatacağımız şeyler olmalı. Yaşamı nasıl değerlendirdiğimiz çok önemlidir. Ne yazık ki yaşadıklarımızla yaşamak istediklerimiz arasında bir türlü senkron tutturamıyoruz.
Biraz nostalji yapalım istiyorum.
Yazımın başlığına uygun dönemlerin en önemli yıllarına... Eğer İzmirliyseniz 'İZMİR FUARI' anılarınız hiç bitmez. Her gencin lise yılları önemlidir. Duyguların, zevklerin, ilk acıların keşfedildiği dönemlerdir.
Sonradan anımsayacağımız çok anlamlar saklıdır..
MATİNEYE GİDERDİK
O yılların fuar matine günleri ve sevgili Bülent Ersoy'un sahnede fırtına gibi estiği dönemler.. Biz kızlar tabiri caizse çarşambaya rastlayan o günlerde; 'okul ekme' projeleri yapar muhakkak sevdiğimiz bir sanatçının matinesine giderdik.
Bülent Ersoy'un en sevdiğim şarkısıydı, 'İŞTE BİZİM HİKAYEMİZ'. Sözleri Ülkü Aker'e, bestesi Coşkun Sabah'a ait şarkı favorimizdi. Hepimizin bir aşk hikayesi vardı ve günler boyunca bu şarkıyı dinlerdik. Masumiyetin olduğu her yerde öfkeler, kırgınlıklar yok oluyor, hırslar, egoların ortaya çıkmasıyla büyü bozuluyor.. Güzel olan her şeyi insanoğlu yok etmesini iyi biliyor ne yazık ki..
'Eskiye özlem' nasıl bir duygu diye biraz araştırmak istedim. Geçmişimize veya yaşamadığımız bir döneme ait duyduğumuz nostalji duygusu ilk başta hüznü çağrıştırsa da, aslında öz güveni destekliyor ve güçlü sosyal bağlar kurmamıza yardımcı oluyormuş.
Nostalji; yenilgi, mutsuzluk gibi hisleri içeren karmaşık bir duygu olmasına rağmen, insanları negatif bir ruh haline büründürmüyormuş. Aksine kişilerin güzel anlarını, tecrübelerini, paylaşımlarını, hatırlamalarını sağlayarak onları rahatlatıyormuş.
Yapılan çalışmalara göre; nostalji insanların kendilerine ait saygınlıklarını, sosyal aitliklerini artırıyor, psikolojik gelişimini destekliyor, daha merhametli olmalarını sağlıyormuş.
NOSTALJİ NEDİR!
Ünlü psikolog Sedikides tarafından yapılan bir araştırmaya göre de; nostalji zaman zaman acı verici olsa bile, korkularla mücadele etmek bir amaç doğrultusunda ilerlemek, diğer insanlarla ve olaylarla bağlantı kurmak gibi yöntemlerde güçlü bir kaynakmış.
Portekizli yazar Gabito Nunes şöyle özetlemiş; "Nostalji, bizi şimdiki zamanda perişan eden bir geçmişi sevmektir.
Gecikmiş mutluluktur. Bazen nostalji öyle büyüktür ki bir histen çok daha fazlası haline gelir. İnsanlar nostaljidir.
Kocaman bir hayattır. Dinlemeyi biliyorsanız birbirimizle kesiştiğimiz yol haritalarında birleşirsiniz." Şimdi küreselleşmiş bir 'BİR DÜNYA HİKAYESİ' yaşıyoruz, gelecek yıllarda bol bol konuşacağımız. Umarım özlemeyeceğimiz günler çabuk geçer. Hep bir birlikte gün sayıyoruz. Her hikaye bir gün bitmeye mahkumdur nasıl olsa.