Hafta içi bir günde, 7800 otel ve plaj tesisine girme teşebbüsünde bulundum. Hafta içi giriş 50 TL., hafta sonu 65 TL. Zaten geç bir saatte gelmiştim. Yeni bir yere gitmek zor geldi, 'Verin bir bilet' dedim. Cevap: 'Efendim, kimlik de alabilir miyim?',
'Pardon? O niye?'
'İçeride size bir kart vericez, ona para yükleyerek harcayacaksınız.'
'Size bir şey söyleyeyim mi?' dedim. 'Eğer plaja girmek için hem yüksek bir meblağ ödeyip hem de bürokrasi ile uğraşacaksam derhal ABD büyükelçiliğine gidip vize başvurusu yapar, yazı Miami kumsallarında geçiririm. Paramı rica edeyim!'
O hışımla oradan çıkınca Merkeztur sitesi plajı ile gözgöze geldim. Aramızda bir elektriklenme oldu. Şansımı bir deneyeyim, dedim. Aaa, ister kum (10 TL.), ister çim (15 TL.)! Burada her yer benim... Bu rakamları da görünce kendinizi diktatörlükle yönetilen petrol zengini küçük bir ada devletinin reisi gibi hissediyorsunuz... Arkada da Yelken Beach Restoran var. Yani ver elini ahtapot! (Hangi kolumu vereyim?) Akıllı işletme, ucuz giriş ücretiyle bana 7800'den fazla para harcattı ama helal ettim.
Hazır sohbeti geçmişken yaz bitmeden Çeşme plajlarından biraz bahsedeyim size, maksat amme hizmeti olsun (!)
Arda Çayırlı'nın Fun Beach'i yine Çiftlikköy'ün yıldızı. Velakin o kocaman kumsal da hıncahınç dolu! Burada da fiyatlar 'harcamalarınız büyüktürx' şeklinde matematiksel bir dille formüle edilebilir. Sadeleştirirsek... Plajın farklı yerlerinde farklı harcama limitleriyle karşılaşıyorsunuz. Yani nerede oturursanız o yerin rayici kadar harcama alt limiti var. Eğer piyasa derdinde değilseniz ben size Fun Beach'i özellikle gece tavsiye derim. Palm restoranına rezervasyon yaptırıp misafirlerinizi götürün. (Izgara orkinosu başka nerede tadacaksınız?) Palm geceleri tenha oluyor. (Mayonuzu da yanınıza alırsanız belki akşam yemeğinden sonra bir gece banyosu da yaparsınız, kimbilir?)
Açılışını -bir anlamda- Diva dergisinin İzmir sosyetesini buluşturduğu görkemli gecede yapan Laika Beach, son yıllarda Mia, Envelo derken işletmecilik alanında iddialı bir isime dönüşen Gazahan Ayçiçek'in yeni mekanı. Şık bir tesis olmakla birlikte bir Paşalimanı klasiği olan Venüs sitesinin bulunduğu küçük koya kurulmuş burası. Çevresindeki yazlıkçı sitesi görüntüsünü fotoşopla silseniz hoş bir yer de... Dar cepheli uzunlamasına bir tesis olan Laika, plajın konumundan doğan ufak tefek eksiklerini yine aynı konumun avantajları ve iyi bir işletmecilikle kurtarıyor. Sözgelimi her yer uçarken burası rüzgar almıyor. Çeşme'de Fethiye Ölüdeniz tadı Laika'da... Ayrıca uzun bir süre dizlere bile gelmeyen su derinliği ile çocuklu ailelerin bir numaralı tercihi olmaya aday. 30 TL. olan giriş ücretine bir içecek dahil. Laika gece kulübü olarak hizmet vermese de akşam yemeği için masalar su kenarına indiriliyormuş, arzuya göre suyun içinde de yemek servisi alabiliyormuşuz. Gazahan'ın yalancısıyım. Aman efem ne fanteziler ne keyifler!
Yakında artık parasız yüzülecek kıyı da kalmayacak. Dilerim siz para içinde yüzün, e mi?
Yunan tanrılarıyla komşu olmak
Biliyorsunuz, özellikle komşudaki kriz üzerine Yunan adalarına gitmek Türkler arasında popüler oldu. (Hoş, laf aramızda, Çeşme ve Bodrum'da biraz kalburüstü otellerin gecelik fiyatı, gemiyle dört günlük Yunan adaları turu fiyatını bulunca, mantık da 'yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı' teranesini terk etti.)
Nitekim biz de bayram tatilinde gemiyle Yunan adaları turuna katıldık.
Turların zamanları çok iyi düzenlenmemiş. Örneğin Patmos'ta dört saat kadar geçiriyorsunuz ki bu yeterli sayılmaz. Aynı şekilde üçüncü cinsi ile meşhur Mikonos'u da sadece gece dört saat görmüş olduğumuz için hakkında fazla yorum yapmıyor, 'Zengin Bodrum'u' deyip geçiyorum.
İkinci gün, turun doruk noktası. Muhteşem Santorini'de on iki saatiniz var. Tavsiyem, bir araba kiralamanız ve Oia'yı mutlaka görmeniz, ayrıca Mars'a benzeyen kızıl plajda da bir fotoğraf çektirmeniz... Volkanik bir ada olan ve aslında doğal güzellik namına pek bir şey bulunmayan Santorini, insan yapımı bir cennet! Dünyada gördüğüm en romantik yerlerden biri... İnsan vallahi Yunan tanrılarıyla komşu olduğunu hissediyor, tövbe estağfurullah ... O manzara ve krem şantiden yapılmışa benzeyen evlerin ambiyansı bana kalırsa Venedik'le yarışır. Biz nasıl dünyanın en güzel coğrafyasını beton yığını bir çirkinlik abidesine dönüştürüyorsak, adamlar da yanıp kavrulmuş bir kaya parçasını doğaüstü bir yere dönüştürmüşler. Kapadokya artı, Bodrum artı, Pamukkale'yi bi kapta çalkalayıp dök, al sana Santorini! Merkezde Niki Restoran'da akşam yemeği yiyerek üç adadan oluşan körfezi seyredin, benim için de bir mastika parlatın. Bildiğiniz gibi ortak kültüre sahip olduğumuz Yunan milletiyle Karagöz'ünden kahvesine, rakısına kadar sıkı bir rekabetimiz var. Yunan adalarında bir Türk kahvesi istemeye kalkın, bakalım siz onun Greek Coffee olduğunu kabul edene kadar servis alabiliyor musunuz? Baklavada da durum farklı değil. Mönüdeki tatlı listesinde ' Helenik Baklava' yazıyordu. Helenik baklava da ne ola ki, diye düşündüm. 'Truva filminde Aşil rolünü oynayan Brad Pitt'in karın kasları mı?'
...Bir uyarı! Eğer insanlıktan nasibinizi aldıysanız, eşekle adaya çıkacağınıza aynı ücreti ödeyerek teleferiği kullanın. Hem daha hızlı hem de insani... Dönüşte bir arkadaşımızın önerisiyle limana yürüyerek inmeye kalktık, iflahımız kesildi. Yaklaşık yarım saat süren inişte iki kez ayağımızı kırıyorduk. Bir de o yokuşu sırtındaki bir başka eşekle çıkan (!) zavallı katırı düşünün... Yapmayın!