Makedonya büyükelçisiyle atalarımı hissettim...
Ama geliş o geliş... Onca malı mülkü orada bıraktığı gibi, hayatı sona erene dek, Kalkandelen hasretiyle yanıp tutuştu.
Bir daha da o toprakları görmesi kısmet olmadı.
Babam da, çok gitmek istedi doğduğu topraklara ama o günler siyasi ilişkiler bu kadar samimi değildi, Balkanlar karışıktı, Yugoslavya kaynıyordu; mümkün olmadı.
Oysa benim elimde fırsat var, onlar adına yakında ben de gidip görmeyi planlıyorum. Belki atalarımı hissederim, kimbilir...
Ama daha gitmeden, kısmet ayağıma geldi.
***
Aslında İzmir'de yaşayan tüm Makedon kökenli vatandaşların buluşmasına olanak sağlayacak bir etkinlik bu...
Bana bunun ipuçlarını aylar önce gazeteci arkadaşım Medat Şenay vermişti. O da aslen Makedonya kökenli ve aynı zamanda İzmir Makedonya Göçmenleri Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği'nin yıllardır başkanı...
Makedonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Goran Taskovski'nin, 21. kuruluş yılını bu yıl İzmir'de kutlamak istediklerini söylemişti.
Bu dilek gerçekleşmiş...
Büyükelçi Taskovski, önceki gün İzmir'e geldi, gelir gelmez de ayağının tozuyla Yeni Asır'a uğradı, çünkü gazetemiz de kuruluş itibariyle Balkan kökenliydi. Onlar için özel bir önemi vardı.
Kendisini, Medat'ı, Makedonya'nın İzmir Ticari Ateşesi Alev Süleyman'ı ve Ege Makedonya Göçmenleri Derneği Başkan Yard. Ramazan Tezcan'ı ben karşıladım.
Çok güzel, keyifli bir sohbet oldu. Ben babamın doğduğu ülkeden gelen, bir anlamda "toprağımla" sohbet ederken, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile...
Ancak şu bir gerçek, iki ülke arasında harika bir dostluk gelişmiş, gözler ve yürekten gelen ses, bunu çok net anlatıyor.
***
"Türkiye" dediğimde, büyükelçi Taskovski, "Çok büyük, güçlü bir devlet, samimi dostumuz. Türkiye bizim için bölgenin lokomotifi, biz onun ancak bir vagonu olabiliriz, bundan da gurur duyarız" diye mütevazi bir yanıt veriyor.
Peki İzmir sizin için ne anlam ifade ediyor diye sorduğumda ise, yanıtı çok net... "İzmir, bizim için bir Makedonya şehrinden farksız... Çünkü burada oturan binlerce Makedon göçmen var. Kültürümüzü, geleneğimizi yaşatıyorlar. Onlar onurumuz, gururumuz" diyor ve ekliyor: "Bana ülkeleri dışında Makedonların en özgür yaşadıkları ve geleneklerini sürdürdükleri yer neresidir diye sorduklarında İzmir, diyorum. İzmir bizim için özel bir şehir..."
***
Babam Makedon dili bilmiyordu. Babaannemden öğrendiği birkaç sözcük vardı, durmadan onu söylerdi bizlere... Ama karşılıklı konuşamazdı, o yıllarda imkan yoktu; ayrıca Yugoslavya dağılmış, Makedonya da kendi kimliği, dili ve kültürüyle ayrı bir devlet olmuştu.
Büyükelçi Taskovski bir müjde daha verdi bana, "İzmir'de Makedonca kursları açacağız. Sayın başbakanımız, bu amaçla bir öğretmen arkadaşımızı İzmir'e gönderdi. Yakında derslere başlayacağız" dedi.
Bana soran gözlerle baktığında da, anladım nedenini... Kendisine, "Fırsat bulduğumda ben de ikinci ülkemin dilini öğreneceğim" diye söz verdim.
Çünkü o ana kadar, bize tercüman olarak, Makedonya'nın İzmir Ticari Ateşesi Alev Süleyman destek vermişti.
Umarım, bir dahaki sefere karşılıklı konuşacağız.
Bu buluşma benim için çok önemliydi, atalarımı hissetmek için özel bir andı. İki ülkenin İzmir nezninde, sağlam dostluk temellerini attığını görmek de öyle...
Bundan ala güzellik var mı?
GÜNÜN SÖZÜ
Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz.
Bernard Shaw
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.