• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Analizlerin sağlaması HALİL FİNCAN

Analizlerin sağlaması

halil.fincan@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10 Nisan 2018, 00:13

Her maçın analizi yapılır. Teknik direktörler de konuşur futbolcular da. Yöneticiler de konuşur, spor yazarı da, taraftar da.
Çoğu açıklamalar birilerine verilen cevaptır aslında. Ancak cevaplar yeni soruların önünü açar. Geçen haftaki iki maçın sonundan başlayalım öyleyse. Göztepe'nin hocası Tamer Tuna, Beşiktaş yenilgisinin ardından satır arasında şöyle dedi:
"Savunma konusunda sezon başından bu yana yaşadığımız istikrarsızlık var. Transferde ve planlamada bazı gecikmeler yaşadık." Sonuç?
Ortada. Yani tabelada. Futbol literatürüne girmiş bir söz var. "Atanın da tutanın da iyi olacak" diye.
Göztepe'nin atanı da tutanı da iyi.
Yeter mi peki? Yetmez. Yetmeyeceğini cümle alem görmüşken niye bu doğrultuda hareket edilmez anlamak mümkün değil.

İDARE EDEMEZSİN

Peybernes giti, Kadu sakatlandı.
Vaziyet eyvah ki eyvah.
Birkaç hafta idare edeceğiniz bir durum da yok ki ortada. Tuna'nın bahsettiği ve istikrarsızlığa yol açan bu gelişme önlemsizliğin neticesinden başka bir şey değil.
Göztepe, kulübede sağ bek, sol bek ve stoper alternatifi olmadan çıktı sahaya. Bu da vaziyeti özetlemiyor mu zaten? Bir de Aykut Kocaman'ın sözlerine bakalım. O da kazandıktan sonra konuşuyor.
Valbuena ile takımın çehresinin değişmesi ile ilgili futbolcuya hakkını teslim ediyor ama şöyle diyor:
"Bu maç yeniden başlasa yine aynı kadroyu tercih ederdim. Bu iş sadece güzel oynamak için yapılan bir iş değil. Başlayan takım kadar bitiren takım da önemli." Yani meselenin "Taktiksel" olduğunu belirtiyor. Elbette bu oyunun finali de tüm spor branşlarında olduğu gibi kazanmak üzerine kurulu.

Taraftarı da kazanmak

İyi de takımda meziyetleri üst düzeyde olan birkaç oyuncudan biri olan Valbuena'yı en iyi yardımcı erkek oyuncu kategorisinde değil de en iyi erkek oyuncu kategorisinde aday olarak görsek o güzel oyun ile birlikte güzel sonuçlar beraberinde gelmez mi? Kazanırken tribünü de kazanmak önemli değil mi? Her şeye rağmen "Yine aynı 11 ile başlardım" demek Valbuena'ya "Kusura bakma. Benim sistemimde bu kadar yerin var" demek değil mi? Nitekim geçen haftaki 5-0'da oyuncunun süre almamasından bile bunu net olarak çıkarabiliriz. Hepsi bir tarafa takımın en fazla asist yapan oyuncusunun son 4 maçta 140 dakika oynamasının anlaşılır bir tarafı yok. O halde yönetim hiç boşu boşuna yıldız bir 10 numara peşine düşmesin. Çıkan kısmın özetine göre onun forma şansı da diğerlerinden fazla olmayacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.