Benim ülkemde, futbol ligleri kurulduğundan bu yana, bu 'Büyükler!' diye tabir ettiğimiz takımlarımız, şampiyonluk yolunda birbirlerine karşı hiç bu kadar 'ikramcı!' olmamışlardır herhalde! Fazla safsataya girmeden, Hatayspor yenilgisiyle Galatasaray, 'Buyur, koltuk senin!' demedi mi Beşiktaş'a bu hafta? 'Pandemi!' belası yüzünden, boş kalan tribünler... Zır-boş teknik adamlara, takımı emanet eden yöneticiler!
Keza; tırışkadan futbolculara, deli paralar ödettiren menajerler ve bir türlü akort tutturamayan hakemlerimiz sayesinde, bir ottan farksız şekilde, avantajlı bir pozisyon yakalayan Beşiktaş'a odaklandık dün akşam... Yine, 'korku dağları sarmış bir Beşiktaş!' Yine, 'ürkek bir tavşan!' misali, sürekli savunmayı düşünen Beşiktaş! Yine, Vida ile Wellinton'un müthiş hatasından dolayı, Hajradinovic'in şutunun, Ersinde kalan 'aciz' bir Beşiktaşı izler olduk, ilk çeyreğe gelmeden hem de!
NASIL TEK SUT ATAMAZSIN?
'Hay, dilimi-elimi arı soksun!' diyeceğim demesine de, görünen köy, kılavuz istemiyor futbolda da... Necip'in kaptırdığını Aytaç, Ersin'in uzanamayacağı sol köşesindeki örümcekleri temizledi, tam doksana gönderdiği o topla...
Kartallar'ın, niye böyle bir oynadığının altını çizelim. Necip'in aciz kaldığını! Rosirer'in orta alanda, neredeyse 'görünmez adam!' olduğunu!
Vida ile Welinton'un, birbirlerine yakın oynamadıklarında ötürü, Ersin'i 'zavallı!' duruma düşürdüklerini, nasıl görmez bizim Sergen Hoca? Bir merakımda şu; sergilenmesi istenen oyun, dört bilinmeyenli denkleme dönüşmüşken...
Genelde, Sergen Hoca dahil, adam değiştirme bağlamında, niye altmışlı dakikaları bekler bizim teknik adamlar? Deplasman da olsa, İstanbul'dasın... Keza, lidersin... Kalecin, o mükemmel yetenek Ersin, o penaltıyı kurtarıyor ve sen Beşiktaş olarak o ıssız stadda, rakip kaleye tek şut dahi atamamayı, nasıl anlatacaksın Sergen bilader? Bu mu 'Şampiyon?!'Bu mu 'Şampiyon Teknik adam?' Evet, 'Kor-kaksın!' Bu akşamki sonuçta Sergen Hoca'nın Fatih Hoca'ya ikramımı acaba?