Eğitim öğretim yılının ilk yarısı göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Her sene olduğu gibi. Dün aldıkları karneler çocuklarımızın dönem içindeki çalışmalarının değerlendirilmesiydi.
Kendilerinin değil. Artık bunu biz veliler de, çocuklarımız da gayet iyi biliyorlar.
Eksiklerini gören çocuklarımız mutlaka tamamlamak için uğraşacaklar. En azından velilerimiz bunun için hiç kuşkusuz çaba gösterecek. Ama umarım bu çaba tatilde çok yoğun olmaz.
NEDEN Mİ?
Çünkü, tatilde rutinin dışına çıkmalı çocuklarımız. Ders-ev-kurs üçgeninden kurtulup, kendini keşfedebileceği alanlar bulmalı. Sadece çok eğleneceği, emek harcayacağı, bazen kızacağı, çözümler üreteceği, kendi hatalarının sonucuna katlanabileceği, takım çalışmasını öğreneceği, içindeki lideri, arabulucuyu ya da teknik adamı bulabileceği, yeni yöntemler geliştirebileceği, icatlar yapabileceği, empati kurabileceği, insani özellikler olmadan elde edilen başarının mutluluk getirmediğini görebileceği, anlaşmazlık olsa da iyi niyetle çözülebildiğine inanacağı, yeri geldiğinde fedakarlık yapabileceği, adaleti öğreneceği ortamlar sunmalıyız onlara...
NASIL YAPACAKSINIZ?
Çok basit. Arkadaşları ile sadece oyun oynamasını sağlayalım yeter.
Müdahale etmeden, doğal ortamlarında...
Zorlamadan... Bizim çocukluğumuzdaki gibi... Gelecekte yaşam kurallarını belirleyecek çocuklarımızı oyun kurmalarına izin vererek hayata hazırlayalım. Kendilerinin belirlediği kurallar ile başlasınlar oyuna ve hayata, sonra da sürdürsünler, katkı sağlasınlar.
Mesela ilk barışmalarımızı oyunlarla öğrenmedik mi? Dolayısı ile sorun çözme becerilerimiz hep o oyunlarla gelişmedi mi? Rekabetin tatlı heyecanını bile arkadaşlığa değişmemek de oyunlarla kazandıklarımızdan. Ya da takım arkadaşlarımızla başarıyı yakalamak için bireyselliği dolayısıyla bencilliği bırakabilmek de. Günümüzde pek çok oyun değişse de temel prensipler aynı kalmalı. Kalmadığında tüm bunları bu çocuklar nereden öğrenecekler?
En iyi öğrenme yöntemi oyunlar sonuçta. Çocuklarıyla oyun oynayan anne babaların daha sağlıklı iletişim kurabileceği de unutulmamalı. Öğretmenlerin de tabi. Okulları çocuklar için daha cazip hale getirmenin en etkili yolu oyunlar. Oyun sayesinde çocukların analiz yeteneği de gelişiyor. Oyunlar sayesinde farklı düşünebiliyorlar. Üstelik oyunla öğrenen çocuklar öğrenmekten zevk almayı da öğreniyorlar... Zaten oyun en doğal öğrenme ortamı değil midir? Aslında oyun her yaştaki insan için önemlidir. Hele de çocuklarımızla oynuyorsak. Onlara vermek istediğimiz birçok kazanımı oyunla kazandırırken, onları tanıma fırsatı buluyor üstelik aramızdaki ilişkiyi de pekiştiriyoruz. Belki kendimizi de tekrar tanıyoruz.
ÖZGÜRCE OYNAMAK
Yeni doğanın tek oyuncağı ebeveynidir.
Büyüdükçe sosyalleşme ihtiyacını giderir oyunlar. Her yaş döneminde çocuğa kattıkları ise ortada. Çocukluğun vazgeçilmezi oyun ortamlarını nasıl oluşturacağımız günümüzde büyük sorun...
Günümüz yaşam şartlarında gerek onlarla oyun oynamaya vakit ayırmak, gerekse özgürce oynayabilecekleri alanlar bulmak neredeyse imkansız gibi görünmekte. Ancak yine de okul dışı zamanlarda çocuklara arkadaşları ile oyun oynayabileceği ortam hazırlayabilmek için tüm şartları zorlamalıyız. Ayrıca okulların da çocukların sosyalleşebildiği en önemli alan olduğu gerçeğinden hareketle orada da özgür oyun alanları oluşturulmalı, derslerin bir çoğu oyunlarla işlenmeli kanaatindeyim. Bu sayede yaygın görülen zorbalığa da çözüm üretilebilir.
Kısacası ebeveynler ve öğretmenler oyun oynamalı... Çünkü çocukluk kaybedilemeyecek kadar kıymetli.