Çok çalışmamız gereken bir dönemdeyiz. Hem zihnen hem bedenen. Dengeler değişirken, hak ettiğimiz yerde olmanın en önemli kuralı bu, ama yetmez. Çok çalışmanın yanında, uyanık da olmalıyız. Cehennemin yollarının iyi niyet taşları ile de döşenebileceğini unutmadan, aklı selim hareket edebilmeliyiz. Doğruyu yanlıştan ayırabilmeliyiz yani. Hem fikrimizle hem ruhumuzla, hem de davranışlarımızla. Aksi takdirde, amaçlarımızın dışına çıkmak hatta savaştığımız cepheye hizmet etmek işten bile olmayabilir. Üstelik yaptığımızın farkına dahi varmadan...
Fark etmesek de aynı vebali alarak...
Hayatımızın her alanında geçerli artık bu gerçek... Çocuk eğitirken de tabi. Onlara kazandırmak istediğimiz özellikler mesela... Öze uygun değerler mi vermek istediklerimiz?
Yoksa, bizlere dayatılan; bizi bizden uzaklaştıran öğretilerle mi meşgulüz?
Uyanmak lazım... Kendi değerimizi hatırlamak , üzerine daha da fazlasını katmak. Bilmediklerimizi fark etmek, doğru bilgiye ulaşmak.
Doğru sandıklarımızı irdelemek.
Bilmediklerimizi fark etmek.
HABERSİZKEN HABERLİ SANMAK
Sezai Karakoç üstadın söylediği gibi, habersizken kendini haberli sananlarda neredeyse hiç umut yok...
Tam habersizde ise umut daha çok.
Bilmediğini bilmek de erdem yani...
Bununla birlikte doğru bildiğinin de de arkasında durabilmek... Dimdik durabilmek...
Doğruyu savunabilmek...
Sadece kendine odaklı olmamak.
Kendine iyi bir gelecek hazırlamak için uğraşırlarken, benmerkezci yaklaşımlara sürüklememek mesela onları.
DUYARLILIK
Sosyal projeler üretmediklerinde, başka insanlara dokunamadıklarında hayal ettikleri bir geleceğin mümkün olamayacağını anlatmak...
İnsan olmayı öğrenme sürecimizde çocuklarımızı da bu yolculuğa almak... Akademik başarılarından önce, duyarlılıklarını geliştirmek, temel değerleri kazandırmak. Yani önce temeli oluşturmak. Aksi takdirde, ellerindeki bilim ne onların ne de insanlığın mutluluğunu ve huzurunu sağlayamayacaktır. Sonrasında ise çile çekmelerine izin vermemiz de gerekli.
Çıraklıktan ustalığa giden yolda ilerlemeleri, onların ileride profesyonelce çalışabilmeleri için yetenekleri doğrultusunda çabalamaları, ter dökmeleri şart. Çocuklarına kıyamayan anne babaların evlatlarının önce kendi sonra da toplumun geleceğine kıyan ben merkezci bireyler olma ihtimalini hepimiz görüyoruz sanırım. Sadece kendisi için yaşamayan, başkalarının hayatlarına duyarlı ve onlar için de çabalayan, çalışkan çocuklar yetiştirmek boynumuzun borcu özetle. Bu ise, kendi değerlerimizi hatırlamakla mümkün görünüyor.