'Vatan üstünde kıymetini bilen millet varsa vatandır, Sahipsiz olan vatanın batması haktır, Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır' diyen Mehmet Akif Ersoy, hiç kuşkusuz aziz milletimizin vatanına, devletine hep sahip çıkacağını; bu vatanın tarih var oldukça batmayacağını da biliyordu.
Tarihin her döneminde milletimiz vatan toprakları için canını vermiş, yazdığı kahramanlık hikayeleri ile tüm dünyaya nam salmıştır.
Tıpkı 15 Temmuz 2016'da olduğu gibi...
O gece, asla küllenmeyecek Hürriyet ve İstiklal ateşinin, bu milletin kalbinde nasıl bir yangına dönüştüğünün şahidi oldu dünya.
Ve yine Türk Milleti, gerekirse son ferdinin son damla kanını akıtsa dahi bağımsızlık mücadelesinden vazgeçmeyeceğini gösterdi.
ASALETIN YANSIMASI
Bayrağı, vatanı, bağımsızlığı için ölüme tereddütsüz giden ecdadın torunları da aynı duyguyla tankların önüne siper oldu o gece.
İnsan bir kere ölür, o da adam gibi olur diyen yiğitlerin sesi kulaklarımızdan hiç silinmeyecek.
Bu, öyle bir vatan sevgisiydi ki, insanlar sel olmuş, meydanlara akmış; bağımsızlıkları için her şeylerini, canlarını vermeye hazırdılar. Ve işte bu, aziz milletimizin asaletinin bir kez daha tezahürü idi.
Geçmişten aldığı mirası, şanlı ecdadın torunları tüm varlığı ile koruyordu.
Biz eğitimcilere düşen ise, bundan sonraki nesilin de aynı asil duygularla vatanına, bayrağına, milletine bağlılığını geliştirmek, bu uğurda çalışmalarını sağlamak olmalı.
Yani, kanlarıyla destanlar yazan ecdadımızın mirasını tüm benliğimizle koruyup, gelecek nesillere aktarabilmeliyiz...
Bu toprakları vatan yapan kahramanlık hikayelerine yenilerinin eklendiği 15 Temmuz'da da gördük ki, eğitimde vatan sevgisinin verilmesi oldukça önemlidir. Çocukları vatansız kalmasın diye, 15 Temmuzda abdestini alıp evinden çıkan ve şehadet mertebesine ulaşan babalar anlatılmalı mesela... Kahramanlık destanlarının yazıldığı yerlere geziler düzenlenmeli...
Vatan bayrak uğruna canını verenlerin hikayeleri yazılsa, okutulsa çocuklarımıza... Bu vatanın niçin bu kadar kıymetli olduğu kavratılsa bu sayede... Geride kalanların vakur duruşları ile 'vatan sağolsun' deyişleri gösterilse...
AIDIYET EKSIKLIGI
Vatan sevgisi ile yoğurulan kalpler, yurt dışında eğitim alsalar, orada yaşasalar bile ülkeleri için çalışmaya devam edeceklerdir mutlaka...
En iyi onlar bilecektir yurt dışında, vatandan uzak olmanın zorluklarını...
Kendi kadim kültürümüzden uzak kalmanın, başka kültürlere uyum sağlama zorunluluğunun, hatta gittiğiniz ülkede ikinci sınıf vatandaş olmanın güçlüğünü... Gittiğiniz yer az gelişmiş bir ülke dahi olsa, kendi vatanınızdaki gibi önceliğinizin hiçbir zaman olmayacağını...
Yani oralara aidiyetinizin eksik kalacağını... Ailenizden, dostlarınızdan, sevdiklerinizden uzak olmak da cabası elbette. Sizi anlayacak, aynı köklere sahip kişileri hasretle arayacaksınız oralarda. Hatta belki de aynı duyarlılıklara sahip, birlikte ağlayabileceğiniz kişileri de özleyeceksiniz; aynı saçmalıklara güldüğünüz kişilere duyduğunuz özlem kadar...
Vatan sevgisi kalplerine nakşedilmiş çocuklarımız bu ülke için çalışacaktır, üretecektir. Bilecekler ki, vatan sevgisi imandandır.
Vatan sevgisinin beraberinde getirdiği sorumluluk duygusunu gençlerimize kazandırmanın yollarını bulmalıyız. Bu da bizlerin en önemli sorumluluklarından... Özetle, çocuklarımıza bu cennet vatanın toprakları altında binlerce kefensiz yatanı anlatmak ve sık sık hatırlatmak zorundayız...
Tüm şehitlerimize rahmet ve minnetle...