Yeni sorunlar başlayabilir
EVE DÖNME ISTEĞI
Nihayet okullar açıldı. Çocukların bir kısmı okullara sevinçle koştular.
Bir bölümü ise en baştan beri gitmeyi hiç istemedi. Arkadaşları ile bir araya gelen öğrenciler bunun mutluluğu ile üç haftayı geçirdiler. Ancak okula gitmeyi dört gözle bekleyen öğrencilerin dahi bir kısmı, bugünlerde uzaktan eğitime dönmeyi özlediklerini söylemeye başladı. Bunda birçok etken olmalı. Tam zamanlı eğitimle birden derslere gömülmekten, hastalıkla ilgili kaygılara; okulda maskeyi çıkaramamanın verdiği sıkıntıdan, saatlerce okulda kalmak zorunda olmaya kadar bir çok faktör sayılabilir.
Bu haftadan sonra evin konforunu özlemeye başlayan çocuklarla ilgili sorunları daha çok gözlemleyebiliriz.
Arkadaşları ile buluşmanın ilk heyecanını da atlattılar çünkü.
OKULUN İŞLEVİ
Dünya çok hızlı değişiyor, beraberinde dengeler de... Doğru değişime uyumlu ya da o süreci belirleyen bireyler olabilmenin yolu eğitimden geçmekte hiç kuşkusuz. Bu süreçte eğitimde de yeni koşullara uygun düzenlemeler kaçınılmaz görünüyor. Dönemin ve yeni nesil çocukların ihtiyaçları göz önüne alınmadan verilecek eğitim, 8-9 saat sürecek işkenceye dönüşebiliyor çünkü... Daha da kötüsü öğrenme isteklerini hatta merak duygularını dahi köreltebiliyor. Öncelikle okul tanımını, işlevini gözden geçirip yeni uygulamalara geçilmede geç kalınmamalı.
Sanayi devrimi döneminin ihtiyaçları için kurulan bu okul sistemi, günümüz dünyasının gereksinimlerine ne kadar yanıt veriyor, enine boyuna düşünülmeli.
Özellikle de bu süreçte.
Değişen dünyada önceliğimiz sağlıklı kalmak elbette. Ancak pandemiye odaklansak da sağlığın tanımının içinde ruhsal iyilik halinin olduğu da unutmamalı.
Çocukların sosyal yanlarının eksik kalması ruhsal bütünlüklerine de zarar verecek hiç kuşkusuz. Sonrasında akademik başarıya da.
RUHSAL SAĞLIK
İlk günlerde iletişim kurmayı unutan çocukların yalnızlıklarını gözlemledik okullarda. Oyun kuramayanları, selam bile veremeyenleri, kurulan oyuna dahil olamayanları da. Bu yüzden azalan özgüvenlerini üzülerek gördük.
Buna bir de pandemide artan obezite eklendiğinde benlik algılarının alt üst olduğuna şahit olduk, oluyoruz.
Salgından korumaya çalıştığımız çocukların sosyal ve ruhsal yönden de sağlıklı kalmasını sağlamak hiç kolay değil elbette. Sosyal mesafeyi korumaya çalışan öğrencinin ruhsal yakınlığa girebilmesini beklemek de.
Üstelik daha önce yaşanmadığından böyle bir dönemin tecrübeleri ya da verileri de yok elimizde. Adeta el yordamı ile yaşadıkça öğrenip çözümler bulmaya çalışıyoruz. Bu aşamada öğretmenlerin, uzmanların bir arada olup tecrübelerini paylaşmalarının çok değerli olduğuna inanıyorum. Özetle, bilgiye ulaşmak bu kadar kolaylaşmışken, okulları ruha ve kalbe dokunan mekanlar haline getirebilenler farklılık yaratacak... Gerisi zaten gelecektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.