Arzu Günaydın

Einstein ve eğitim felsefeleri

İlk kelimelerini iki yaşında söyleyen Einstein'in çocukluğunda yaşıtları ile birlikte oynayamadığını, genelde kenarda kendi başına hayallere dalmayı tercih ettiğini en yakın arkadaşı Philip Frank'ın ifadelerinden öğreniyoruz. Altı yaşındayken okula başladıktan sonra da çekingenliği ve sessizliği nedeniyle arkadaşının olmadığı, hatta alay konusu olduğu anlatılıyor. Öğretmenleri de sınıfta en yüksek notu almasına rağmen hiçbir baltaya sap olamayacağını düşünüyormuş. Bugün diyoruz ki, iyi ki annesi sosyalleşmesi ve diğer insanları anlayabilmesi için tedavi sürecine girmedi de normalleşmeyen (!) Einstein evreni anlama yeteneğini geliştirdi.
HERKES SOSYALLEŞMELİ Mİ?
Herhangi biri gereksiz bir yakınlık gösterdiğinde dahi kendini geri çekmesi ile tanınan Einstein'ın mesafeli duruşu, çığır açan fikirler geliştirmesinde önemli rol oynamıştır. Gates'in ise Einstein'dan farklı olarak çocukluğundan itibaren başkalarının duygularını anlama ve anlatma yeteneği oldukça gelişmişti. Ancak onun da tercihi sosyalleşmekten değil, hedeflerine odaklanmaktan yana olmuş daima. Bilinçli bir izolasyonu tercih etmesi ve kişisel hijyen gibi birçok kuralı yok sayma sebebi de aynı amaçtan olmalı... Nobel ödülü kazanan ilk kadın ve iki farklı alanda Nobel kazanan ilk kişi olan Madam Cruie de kendini izole ederek başarıya ulaşan dâhilerdendir.
Polonya'da kadınlar üniversiteye kabul edilmediği için kendi okumaları ile kendini yetiştiren Curie, daha sonra Sorbonne'da eğitimini tamamlamıştır.
Kendisinin bağımsız çalışma alışkanlığı olarak isimlendirdiği yalnız kalma isteğini Fransa'da da sürdürmüştür.
İzolasyon fikrini öyle abartmıştır ki, büyük aşk yaşayarak evlendiği kocası ile en büyük hayallerinin insanlardan tamamen arınmış bir dünyada yaşamak olduğunu belirtmekten de çekinmemiştir.
Karı koca sadece işlerine odaklı bir hayat sürdürmüşlerdir. Steve Jobs'un lise arkadaşları da ünlü dâhinin kopuk ve tuhaf olduğunu söylemektedir.
KALIBA SOKMAK
Örnekleri arttırmak mümkün...
Edison'un arkadaşları maç yaparken o, kendi evlerinin kilerinde kurduğu laboratuvarda yalnız vakit geçirmekte idi... Nikola Tesla da insanlarla çok az sosyal etkileşime girdi ve neredeyse hiç arkadaş edinmedi. Meşhur 'İnsanları sevmiyorum ama insanlığı seviyorum ' sözü de Tesla'ya aittir. Elon Musk da arkadaş edinme şansına hiçbir zaman sahip olmadığını ifade eder. Dünyayı değiştirecek yeniliklere imza atan bu dâhilerin tek ortak özelliği ayrışmışlık duygusu değildi elbette... Amaçlarına bu kadar tutkuyla bağlılıkları bir diğer ortak yanlarıydı. Ve şanslıydılar ki, kendilerini ifade edecekleri alanı yakalama şansı bulmuşlar veya oluşturmuşlardı. Günümüzde öğrenci olsalardı, gelecekleri nasıl olurdu diye merak etmeden duramıyor insan...
Muhtemelen belli bir kalıba sığdırılmaya çalışılan çocukların mutsuzluğunu görecektik onlarda da.
ÖZGÜVENİ GELİŞTİRMEK
Günümüz eğitim sisteminde öğrencilerin hepsi sosyal, hepsi yetenekli, hepsi başarılı olmak zorunda... Bu uğurda üzerlerine yüklediğimiz baskı kaldıramayacakları kadar ağır. Kimbilir ne Einstein'lar, Curie'ler heba edilmekte bu sistemde... Yine Einstein örneğine dönecek olursak, onun için hayatının dönüm noktası İsviçre'nin Aarou kantonundaki bir okula başlaması olmuştur. Bu okuldaki eğitim felsefesine göre, öğrenciler kendi sezgilerinin peşinden gitmek ve gözlemlemek için yeterli imkanlara sahip olmalıydı.
Ezbercilikten uzak bu felsefe Einstein'in özgüveninin gelişmesine katkıda bulunmuştu. Özgüveni olmayan bir dâhinin bile dehasının peşinden gidemeyeceği aşikardır değil mi? Seneler önce Einstein'in eğitimle ilgili söylediği şu söz hala geçerliliğini korumaktadır:
'Bir okul için yöntem olarak korku, zorlama ve yapay otoriteyi kullanması en kötü şeydir. Bu tür bir sistem çocukların sağlıklı duygularını, kişisel bütünlüğünü ve özgüvenini yok eder' Günümüzde eğitim sistemimizdeki tek tipleşme de aynı sorunları doğurmakta... Kendine güvenen, inandığını savunabilen, amaçları için yılmadan çalışan özetle kendi olabilen bireylerin varlığı doğru eğitim sistemi ile mümkün olabilecektir.
Bunun için de çok geçmeden yeni eğitim felsefeleri üretebilmeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.