Giriş Tarihi: 08 Temmuz 2022, 20:38
Fıkra bu ya, Rus arkeologlar yerin 100 metre altında bakır tel bulduklarını, bunu atalarının 1000 yıl öncesinde telefon şebekelerinin olduğunun kanıtı saydıklarını duyurmuşlar.
Bunu duyan Amerikalıların manşetlerinde ise şu haber yer almış: Yerin 200 metre altında fiber optik hatlar bulduk;
2000 yıllık fiber hatlarımızla Ruslar'dan 1000 yıl daha ilerideyiz... Ardından Hintlilerden haber gelmiş: Yerin 500 m altına kadar kazdık, hiçbir şey bulamadık.
Demek ki 5000 yıl öncesinde dahi cep telefonları kullanıyormuşuz.
Hem Amerika'dan hem de Rusya'dan ilerideyiz... Algının gerçeklerin önüne geçebildiği günümüz iletişiminde durumun çok da farklı olduğunu iddia edemeyiz değil mi?
SAĞLAM BİR DURUŞ
İletişim ise kişilerin birbirini anlamasıdır.
Daha da önemlisi doğru anlamasıdır...
Bu tanımlamaya baktığımızda gerçek iletişimin sınırlılığını, o sınırın gittikçe daraldığını da görmemek mümkün değil. Anlamak, karşıdakinin ifade gücüne bağlı olduğu kadar dinleyenin algılama kapasitesine de bağlı.
Hem ifade hem de algılama kapasitesi ise sizin dili kullanma yeteneğiniz ile ilişkili. Kişilerin dilleri ile düşündüğü gerçeğinden hareketle, dili güçlendirmenin düşünme kapasitesini genişletmenin yollarından olduğu sonucuna varabiliriz. Yani sağlıklı düşünmek için dilinizin de güçlü olması gerekir.
Kelime haznenizin genişliği nüansları hatta o küçük farkların arasındaki büyük dünyaları bile yakalamanıza yardımcı olacaktır. Hele bir de sağlam cümleler kurabiliyorsanız, ayaklarınızın sağlam yere basmasını sağlayacak dünya görüşünüzü de oluşturuyorsunuz demektir. Bu sağlam duruş, algı oyunlarına gelmemenizin de garantilerinden olacak. Bir başka deyişle abartmış olmazsak sizin söz varlığınız kişiliğinizdir bir bakıma.
TEPSİDE SUNULAN GERÇEK
Kişiler dil ve kelime haznesi geliştirme yeteneğini doğuştan getirmekle birlikte sonrasında büyük oranda eğitim, kültür ya da başka faktörlerle ilerletmekte. Böylesine hayatı etkileyen dil yeteneğinin gelişmesi için nitelikli öğretmenlerden doğru eğitim şart.
Eğitimde dile, özellikle ana dilimize vereceğimiz önem, sağlıklı düşünen bireyler yetiştirmemizin ana koşullarından.
Dil ve söz varlığı ile bellek arasındaki ilişkiden ise bahsetmiyorum bile. Dili güçlü olan, doğru iletişim için en önemli adımı atmıştır. Dikkatini yönelteceği konular da artık kendi özgür iradesinde olacaktır. Yani, algısı başkalarının elinde oyuncak haline dönüşmeyecektir. Gördüklerini, duyduklarını kendi beyninde örgütleyip, yorumlayıp, anlamlı hale getirebilecektir.
Böylece hazır tepsilerde sunulan çarptırılmış gerçeklerin de ayrımına varacaktır. Netice itibari ile özdeki gerçeği görüp kavrayabilmek de sevgi bağlarını dahi güçlendirecek, insanlığa faydalı bireyler olmanın önünü açacaktır. En azından faydalı olmak için çalışanlar artacaktır. Dilimizin, Türkçe'nin önemini unutmamak, eğitim hedeflerimizi gerçekleştirmenin en temel şartlarından...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.