Giriş Tarihi: 19 Ağustos 2022, 21:28
Kadınsanız, Birçok rolü üstlenmiş, bir arada yürütmeye çalışıyorsunuzdur muhtemelen. Anneyseniz mesela, mükemmel anne olma arzusu ve en iyisini yapma çabasındasınızdır.
Bazen bu mükemmellik isteği, sendroma bile dönüşebilmekte kendinize ve hatta çocuğa zarar verir hale gelebilmekte. Çocuğum için daha iyi ne yapabilirim sorusu beraberinde kaygı ve hiç bitmeyen suçluluk duygusunu da getirebilmekte...
Hele de çocukla ilgili tüm sorumluluk sizde ise.
ÇALIŞAN KADINSANIZ...
İşyerinde yeterince ciddiye alınmıyor olabilirsiniz mesela...
İşyerinde maruz kaldığınız ayrımcılık, fırsat eşitsizliği sizi daha fazla performans göstermek zorunda hissettirebilir. Hangi konumda olursanız olun, kadın çalışan iseniz işe alımda başlayan adaletsizlik; iş bölümünden ücretlendirmeye kadar birçok alanda devam etmekte.
Üstelik çalışan kadının evdeki sorumluluklarının değişmemiş olması, orada da adaletsiz iş bölümünün devamı ayrı bir yük. Evde ikinci mesai devam etmekte yani...
EV HANIMIYSANIZ...
Süreklilik isteyen ev işleri tamamen sizden beklenmekte, kendi başınıza yüklendiğiniz ya da sizden beklenen bunca iş; çoğu zaman iş olarak bile görülmemekte. Yine iş hayatında bütün niteliklerinize ve yeterliliklerinize rağmen kadın olmanız yükselmeniz için engel olarak görülebilmekte.
Kadınlar tüm bunların dışında, evde işte hatta bazen sokakta psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalabilmektedir.
KADINSANIZ...
Toplumsal hayatta ayrımcılığa maruz kalıyor, bu durum kadınca özellikleriniz ve değerlerinizle toplumda var olabilmenizi mümkün kılmıyor çoğu zaman. Özellikle kapitalist toplumlarda erkeksi olmanın güçlü olmak ile eşdeğer kabul edildiği dönemden kalan alışkanlıklar buna büyük sebebiyet vermekte.
Yine bu anlayışın devamı olarak tüketime katkı sağladığınız oranda değerli görülüyorsunuz. Annelik bile tüketici olduğunuz oranda değer kazanabiliyor maalesef.
TEK TİPLEŞIYORUZ
Annelik demişken, kadının çocuğu ile çalışamaması da beraberinde birçok sorunu getirmekte. Aynı işyerinde bile olsalar, erkeklerin çalışma koşulları ile kadınlarınki aynı değil. Annelik ise cam tavan olarak görülebilmekte. Tüm bu sebeplerle, iş yerlerinde veya toplumsal yaşamda kişilerin özgünlüğünü kaybettiğini görebiliyoruz. Ne acı, gittikçe tek tipleşiyoruz. Tüm bu zorlukları kadının tek başına aşmasını beklemek, ona yapılacak bir başka haksızlık olacaktır. Kadının toplumsal hayatta var olabilmesi karşılıklı destek ve dayanışma ile çok daha mümkündür.
Annelerimizden başlayan bu dayanışma ve yardımlaşma alışkanlığı hayatımızın her evresinde devam etmeli. Komşulukların azaldığı bu dönemde kadınlar arasında kurulan yakınlık ve yardımlaşma hayatımızı kolaylaştırdığı gibi, psikolojik güç de verecek her birimize. Bazen sadece susup dinlemek, karşımızdakinin kendi sesini duymasını sağlamak bile yeni bakış açıları kazandırabiliyor karşımızdakine.
Hayatımızdaki en büyük hediyelerden biri olacak belki de bu dayanışma. Bazen hayata tutunma anlamına bile gelebilecek. Sonuç olarak hayat; kadın ve erkek olarak, kendimiz olarak, kendimizi ifade edebildiğimiz, bir birimize destek olabildiğimiz oranda ve tabi ki birlikte güzel...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.