• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Seçimlerimiz ARZU GÜNAYDIN

Seçimlerimiz

arzu.gunaydın@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Mayıs 2023, 17:38

Sabah oluyor, erkenden kalkmayı ya da biraz daha dinlenmeyi seçiyoruz. Kalkarsak kahvaltı seçeneklerimizi düşünüyor, bazen de o öğünü atlamayı tercih ediyoruz. Günü geçireceğimiz kıyafetleri seçmekten tutun da diş fırçamızın markasına kadar birçok tercihimizle güne başlıyor, yine seçimlerde bulunarak o günü ve aslında tüm hayatı şekillendiriyoruz.
İşe giderken özel araç veya toplu taşıma tercihinde bulunuyoruz mesela.
Konuşacağımız kişileri, dostları, arkadaşları hep tercihlerimiz belirliyor.
Gittiğimiz okulu, eşi, işi de seçiyor, seçerken aslında kendimize bir hayat belirliyoruz. Günü boş geçirmek ya da iki günü bir olan ziyandadır düsturu ile hareket etmek de tercih meselesi.
Bazen de tercih şansımız olmadan, mecburiyetler ile ilerliyoruz. Ancak biliyoruz ki, o mecburiyetler bile daha önceki tercihlerimizin sonucu.

RUHUMUZU BESLIYORUZ
Gün içinde irili ufaklı birçok karar veriyoruz ve bu kararların büyük bir kısmı tercih yapmaya dayanıyor.
Seçenekleri eliyor, en iyisine karar veriyoruz yani. Bu kararların bazısı çok basit işler için olurken; bir kısmı da hayatımıza yön verecek, geliştirecek ya da mahvedecek kadar önemli konular için oluyor. Bazen bir evet, bazen de bir hayır hiç ummadığımız yollarda yürümemizi sağlayabiliyor. Konforumuzdan vazgeçip, iyilik yapmayı tercih ettiğimizde ruhumuzu besleyip kendimize yakınlaşabiliyoruz.

HIRSLARA MAGLUP OLMAK
Bu tercihler sadece hayatımızı değil karakterimizi de şekillendiriyor. Mesela, çok zaman önce ya da yakınlarda, ilkeli davranmayı tercih etmiş bir kişinin karakteri elbette ki olumlu yönde gelişiyor.
İnsanlığa değer vermeyi, hizmet etmeyi seçmiş olmak da kişiliğimizin bir parçası haline geliyor. Özü sözü bir ve dik bir duruşa sahip olmanın yolu da tercihlerimizin sonucu. Tam tersi de tercih meselesi tabi. Kişilikli olmayı günün adamı olmaya tercih etmek bahsettiğimiz. Ya da aksini... İnsanın kendini bilmesi büyük derttir. Dert edinmeyenlerin savrulması kaçınılmazdır.
İnsan kendini, özünü, değerlerini bilip uygun davranabilmeli. Hakkaniyet, adalet ve sorumluluktan kaçmamalı.
Aksi takdirde hırslarına mağlup olup, yaratılan algılar sonucunda oyuncak haline gelmek çok mümkün.
Kendini bilmek ise sınırlarını, gücünü, acizliğini, ihtiyaçlarını, arzularını, ihtiraslarını, ödev ve sorumluluklarını bilebilmekten geçiyor.

KELEBEK ETKISI GIBI
Sadece kendini bilen insan en doğru tercihleri yapabilecek bu hayatta. Kendimizin sandığımız düşünceler, dışarıdan bize dayatılan ihtiyaç gördüğümüz müsrifliklerimiz ve kendimizi bilmemekten kaynaklanan nice tercihlerimiz hayatımızı bile isteye başkasının eline vermek anlamına gelmekte.
Sonrasında da yaşanmayan, yaşanamayacak hayatların mutsuzluğu ile baş başa kalıyoruz. Tercihlerimiz sadece kendi hayatımızı mı belirliyor?
Elbette ki hayır... Ailemizin, çocuklarımızın, dostlarımızın belki de içinde yaşadığımız toplumun. Anlık duygusallıklar, küskünlükler, kişisel kırgınlıklar tercihlerimizi etkilememeli. Sonrasında dişimizle tırnağımızla özveriyle elde ettiğimiz kazanımları kaybedivermek işten bile değil. Kelebek etkisi (kelebeğin bir kanat çırpışının okyanus ötesinde fırtınaya sebep olacağı varsayımına dayanır) ile birbirine bağlı hayatlarımızı eğer seçimlerimiz ile şekillendiriyorsak, başka yaşamlara karşı sorumluluğumuzu unutmamalı doğru kararlar verebilmeliyiz. Bunun için de özümüze dönüp, kendimizi bilmeliyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.