Kötüler kaybeder
Ateş en çok düştüğü yeri yaksa da... En çok annemi, öncesinde de babamı kaybettiğimde idrak ettim bu gerçeği. İçten sarılmalar, benimle birlikte sessizce yapılan oturmalar, beni düşündüklerini belli eden dostlarım, akrabalarım yalnız olmadığımı hissettirdi, acıma merhem oldu. Hiçbir karşılık beklemediler, zaten beklemedikleri için iyilikti destekleri. 6 Şubat'ta ulus olarak büyük bir acıyla uyandık ülkece.
Ne yapacağımızı bilemedik. Felaketin büyüklüğü acıyı her hücremizde hissettirdi. Tek bir yürek olup, yaraları sarmak istedik, bunun için çabaladık...
Bize yakışan buydu. Acıyla boğuşurken, ne yapacağımızı planlamaya çalışırken, kötülerin hesaplarını gördük. Bu durumu bile kullanmaya çalışanları, kar etmeye uğraşanları... Kötüler kötülükten vazgeçmiyor; kah sosyal medyada provakasyon ile amaçlarına ulaşmaya çalışıyor; kah deprem bölgesindeki yardımlara göz dikiyordu.Bilgi kirliliği, manipülasyonlar ise almış başını gidiyordu... İyiler en doğru olanı yaptı... Duymamaya, manipülasyona gelmemeye çalıştı. Enerjisini, sadece iyilik için kullandı... Ama elbette herkes görevini yapmaya, fıtratına uygun davranmaya devam edecekti. Seçimler geldi çattı nihayetinde...
EN ÇOK KENDİLERİNE YAPTILAR
Deprem bölgesine o kötülerin gönderdiği yardımların hiç de insani olmadığını gördük. İyilik değildi yaptıkları, çünkü karşılık bekleniyordu. Bir nevi tefecilikti yani... Bekledikleri karşılığı alamadıklarında ettikleri hakaretler, söyledikleri kötü sözler, üstenci konuşmalar, kibir adeta testideki suyun dışarı sızmasıydı.
Deprem bölgesinde acılarını yaşayan, ancak bir yandan da hayata tutunmaya çalışan vatandaşların yaraları tam kabuk bağlayacakken, tekrar deşildi kendini bilmez bir azınlık tarafından... Neyse ki azınlıktı... Aslında kötülüğü en çok kendilerine yaptılar. Yardım etmenin huzurundan kendilerini mahrum ettiler. Onlar için üzülmemek elde değil... İnsanlıktan çıkaran ideolojinin kölesi olduklarının bile farkına varamıyorlar. İnsan olabildiğimiz ölçüde özgür kalabileceğimizin de... Kimsenin kötülüğünü istemesek de, Mevlana'nın sözünü hatırlamakta fayda var: Kötülük yaptın mı kork! Çünkü bir tohumdur, Allah yeşertir karşına çıkarır... İyilik ettiğin müddetçe görürsün ki yaşamaktasın, gönlün rahat. Fakat bir kötülükte bulundun, bir fenalık ettin mi o yaşayış, o zevk gizleniverir. Islah etmek, bir şeyi düzeltmek, iyileştirmektir.
Eğitimcinin işi de bir nevi ıslah etmektir.
Öğrencinin kişiliğini geliştirmek en büyük amacıdır çünkü. Ama bazen öyle eğitimli (!) insanlar ile karşılaşıyoruz ki, 'Allah ıslah etsin.' demekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Tesellimiz ise kötünün her zaman kaybedecek olması...
Önünde sonunda...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.