Köklerden geleceğe-1
Fidanlarımızı ,evlatlarımızı dünyaya katkı sağlayacak, bunun için de sağlam duruşu olan bireyler olarak yetiştirmek hepimizin hayali. Artık her zamankinden daha çok yakınız bu hayale.
Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı yeni müfredat köklerden geleceğe sloganı ile görüş bildirecek herkes için askıda bekliyor.
Milli Eğitim Bakanımız Sn. Yusuf Tekin'in vurguladığı gibi, bakanlık, atılan her adımın beraberinde getireceği olumlu ve olumsuz durumları öngörerek hareket etmek zorunda.
Müfredatı okuduğunuzda ardındaki emeği, her ince ayrıntının düşünülmüş olduğunu görüyorsunuz.
BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Bakanlık öğretim programlarını tanıtırken, eğitimin bir çok bileşeni olduğundan bahsediyor. Bu yüzden Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin bütüncül yaklaşımla hazırlanmış olduğunu görüyoruz. Bu yaklaşımla sadece çağın olumlu gelişmelerine ayak uyduran değil, o dönemin geliştiricisi bireyler yetiştirmek hedefleniyor.
Bu hedefler için ne yapılacak?
Gerekli becerilerin kazandırılması için zihinsel-sosyal-duygusal-fiziksel-ahlaki boyutları içeren bir yaklaşımla çalışılacak.
Bununla ilgili teknik ayrıntılar müfredatta tek tek verilmiş.
Hepsine değinmem bu köşede mümkün değil ama, en çarpıcı olanlarından biri; her öğrencinin yetenek, ilgi ve öğrenme profilini göz önünde bulunduracak, kapsayıcı bir eğitim ortamı sunacak farklılaştırma uygulamaları.
Bu uygulamalar devrim niteliğinde.
Yıllardır bu köşeden tek tipleştiren eğitimin zararlarını yazıyorum. Her çocuktan aynı sonucun beklenmesinin, belirlenen standartın bazı çocukların kapasitesinin çok üzerinde, bazısının ise çok altında kalmasının tehlikelerinden uzun uzun bahsettik defalarca. Üstelik eğitimde feda edilecek bir tek çocuk bile olmamalı iken. Sadece bu madde bile, eğitimi geliştiren, ufuk açan hale getirebilir; potansiyelini kullanabilen, özgüveni gelişmiş çocuklar için kapı aralayabilir.
MERKEZDE İNSAN
Bir diğer önemli husus, Maarif modeli merkezine insanı almış. Bu modelde, insanın zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal ve manevi gelişim yönleri dikkate alınmış. Önce insanın kendini tanıması, sonra da geliştirmesi için özgür öğrenme ortamlarının yaygınlaşması planlanmış.
Madde-mana; akıl-duygu; nefis-vicdan; insan-toplum ve zaman-mekan dengesi gözetilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde disiplinler arası ve disiplinler ötesi yaklaşımlardan faydalanılmış.
Buradaki disiplinler ötesi söylemi, hiçbir kalıba sıkıştırılmamış örnek bir modelin müjdecisi olarak görülebilir.
En büyük şikayetlerimiz sınav odaklı eğitimin çocuklarımızda yarattığı tahribat ile ilgili oldu biz anne babaların.
Hem şikayet ettik, hem de kurstan kursa koşturduk çocuklarımızı. Bir yandan da Eğitim böyle olmamalı dedik. Artık bu şekilde olmayacak. Çünkü yeni modelde,eğitimin sadece zihinsel gelişimle sınırlı olmadığı vurgulanmış. Ruh ve beden bütünlüğü amaçlanmış.Yani sağlıklı bireyler çıkacak artık okullardan.
Zaten sağlığın temel tanımında, insanların ruhen, bedenen, zihnen ve sosyal yönden iyilik ve uyum hali demez mi?
Yani kendini gerçekleştiren öğrenciler yetişecek artık okullarda.
Kendini gerçekleştirme ise,sağlıklı bir bedenle,duyguları kontrol edebilen ahlaklı iradeli bir kalple olacak.
Başta ince düşünülmüş dedik ya, bir çok ayrıntının yanı sıra günümüzde ve yakın gelecekte büyük sorunlar açacak, tarihin en az uyuyan nesli olan çocuklarımızın düzenli uyuyan ve beslenen bireyler olması dahi hedeflenmiş.
Yetkin ve erdemli insan olma yolunda ilerleyecek çocuklarımız bu modelle sorgulayıcı, üretken, bilge, cesaretli, merhametli, vatansever, estetik zevki gelişmiş, ahlaklı, sağlıklı, iradeli kişiler olarak yetişecekler.
Nasıl mı? Bir sonraki yazımızda...
YARIN: KÖKLERDEN GELECEĞE-2
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.