Her birliktelik güzel başlar. Her evlilik yaşam boyu sürecek bir beraberlik olarak planlanır. Sonra bir gün gelir, çıkmaz bir sokağın başında buluverir çiftler kendilerini. Kontrolden çıkmaya başladığı an farkederseniz hala bir umut vardır. Ancak geç kalınmış veya geri dönüşü olmayan bir noktaya gelinmişse evlilikte, acil durum butonuna basmak, koşulsuz şartsız uzman desteği almaktır yapılması gereken. Bazılarımız çocuklar nedeniyle geçiştirme yoluna gider ya da sorunları görmezden gelir, sonunda ipler öyle bir kopar ki, yollar tamamen ayrılır. Bazılarımız kaçıp kurtulmakla koyar son noktayı ama nafile... Evlenmek kolay, boşanmak zordur! Kendi bencilliğinde kaybolan eşler okumalı özellikle bu röportajımızı. Doğru yerde bitirmeyi planlarken, doğru olmayan bir noktada sıkışıp kalanlar da... Unutmayın, doğru zaman, doğru sözler ve doğru davranışlar gelecekteki hayatımız ve çocuklarımızın geleceği için önemli. Çünkü boşanma, tüm hayatımız boyunca etkileri devam edecek olan bir süreç... Londra'dan çok değerli arkadaşım Psikolog Özden Bayraktar ile bu çok önemli konuyla ilgili kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
AYRILIK BİR MAĞLUBİYET Mİ?
Ayrılık asla bir mağlubiyet değildir. Hayatımızda olan her olaya deneyim olarak bakabilmemiz gereklidir. yaşadığımız olayları olumlu veya olumsuz olarak etiketlemeden nötr olarak bakabilmek çok değerli ve önemlidir. Bu bakış açısı ile yaklaşabildiğimiz zaman ayrılığı bir kaybediş olarak görmeyiz.
Çünkü her deneyim bize bir şeyler öğretmek için var olmuştur hayatımızda. Önemli olan o olayın içindeki ruhsal dersleri görebilmemiz ve bu dersleri kabul ederek öğrenebilmemiz çok önemlidir. Böylelikle almamız gereken dersleri alıp bir daha bu şekildeki deneyimlerin içine girmeyebiliriz. Kriz olarak ya da negatif olarak gördüğümüz her olayın arkasında yatan, bizi bekleyen bir fırsat, adeta bir hediye paketi bulunmaktadır. İşte ayrılıklara da bu şekilde bakmak bizi rahatlatacak ve ileriye bakmamızı sağlayacaktır. Ancak bu şekilde geleceğe ümitle bakabiliriz. Burada başka önemli bir nokta ise geçmişte yaşadıklarımızı asla geleceğe projekte etmememiz yani, geçmişte yaşadığımız deneyimlerin aynısını yaşayacak olmayacağımız inancına sahip olmamızdır. En kötü karar kararsızlıktan iyidir diye düşünürsek, bu krizi, depresyon dönemine çevirmeden nasıl atlatabiliriz? Elbette! Eğer ayrılma aşamasında kararsız kalmış iseniz, sonrasında karar verdiğinizde artık ileriye bakma zamanı gelmiştir! Ancak bu dönemde, bir önceki soruda bahsettiğim gibi, yaşadıklarımızı ve kendimizi çok iyi şekilde gözlemlemeliyiz. Bir nevi, bir içsel ruhsal çalışma yapmamız çok faydalı olur. İlişki içindeykenki düşüncelerimizi, davranışlarımızı, niyetlerimizi dikkatlice gözden geçirmemiz çok gerekli olacaktır. Kendimize objektif yaklaşabilmemiz çok önemlidir. Bu dönemde bize bir nevi yol gösterici niteliğinde bir profesyonelden yardım almamız faydalı olacaktır. Bir diğer nokta ise, araştırmaların sonucu olarak bildiğimiz bir gerçek, bu durumun oldukça stresli bir dönem olduğudur. Dolayısı ile, oldukça stresli bir dönem içinde, kendi başetme mekanizmalarımızı bulmamız gerekebilir. bu dönemde, bize iyi gelecek aktiviteler yapmamız, sevdiklerimizle beraber vakit geçirmek, bir takım hedefler bulmamız önemlidir. Evlilikler neden bitiyor, mutsuz evliliklerin nedeni ne? En yaygın boşanma sebepleri neler? Evliliklerin bitmesi pek çok farklı sebepten olabiliyor. Ruhsal olarak bakıldığında, kişiler farklı ihtiyaçlardan dolayısı bir araya gelebiliyor, ruhsal boyutta birbirine öğretmek ile sorumlu oldukları dersleri öğretiyorlar. Karşılıklı olarak öğretiler öğrenildikten sonra ise, kişiler ayrılabiliyor. Elbette bu ruhsal boyutta yaşananlar... Ancak görünen sebepler farklı duruyor elbette! Anlaşmazlıklar pek çok farklı konuda olabiliyor.
Bu konuda araştırmalara göz atmak gerekiyor.
BAĞLILIK DUYGULARI
Anne babanın mutsuz oldukları halde mutluymuş gibi yaparak aynı evin içinde yaşamaya devam etmesinin çocuk için zararı ne olabilir? Bu durum çocuklar için çok zararlıdır. Çocukların gelişimi için huzurlu, dengeli, kuralların belirli bir düzen içinde uygulandığı bir ortam olması çok önemlidir. Dürüst, sağlıklı bir ortam çocukların ihtiyacı olan en önemli noktadır. Çocuklar, anne ve babalarından dürüst olmamayı gözlemleyerek öğrenmiş olur. Yapılması gerekenin ne olduğunu bildiği halde yapacak gücü bulamadığı için çocuğuna "Senin için ayrılmıyorum" diyen ebeveynler konusundaki düşünceniz ne? Çocuğun üzerine böyle bir büyük vermek doğru mu? Bu şekilde bir yük vermek çok ama çok yanlış! Bu düşünce çocukta hem suçluluk duygusu, hem de güven eksikliği yaratacaktır. Bu durum, çocukta pek çok duygusal ve davranışsal bozukluğa yol açacaktır! Uzmanlar, internet bağımlılığının özellikle sosyal medyanın son günlerde en çok kullanılan boşanma nedenleri arasında olduğunu vurguluyor, siz katılıyor musunuz bu duruma? Elbette teknoloji günümüzde çok olumlu gelişmeleri sağladığı gibi olumsuz etkileri de olabiliyor. Kişiler birlikteliklerinde manevi olarak tatmin olamadıklarında, adeta bir kaçış gibi başkaları ile tanışmayı ve sohbet etmeyi çok kolayca yapabiliyorlar internet ortamında. Çiftler arasında problemler var ise bunları çözmeye çalışmak çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Diğer türlü bir yaklaşım çözüm üretmeden başkasına yönlenmek ne derece doğru olur sizce! Boşanma sırasında çocukların suçluluk duygusuna kapılmalarını nasıl engelleyebiliriz? Ayrılık ve boşanma, ailedeki herkes üzerinde travmatik bir etkiye neden olur. Ama ebeveynler genelde kendi duygusal ve ekonomik sorunlarına öyle gömülmüştür ki olup bitenlerin çocuk üzerindeki etkisini fark edemezler.Çocukların yanında normal davranmaya, evlilik ile ilgili tartışma ve düzenlemelerini onlardan uzak tutmaya çalışan ebeveynin bu çabaları işe yaramaz. Çocuklar bazen olup bitenleri tam olarak anlamasalar bile bazı şeylerin kötüye gittiğini hissetmede oldukça duyarlıdır. Kavganın bol olduğu ailelerde çocuklar farkında olmadan anne babalarının ruhsal durumlarını okumayı öğrenirler. Ancak olay patladığı zaman, ki bu çoğu kez anne ya da babanın evden ayrılması ile olur, bu durum çocuk için gerçekten sarsıcı olur. Eğer çocuk anne ve babasının kavgalarından uzak tutulmuşsa daha da büyük bir şok yaşar. İstismar eden biri bile olsa, bir ebeveynden ayrı olmak çocukları dehşete düşürür. Çocuğun aileyi terk etmiş olan ebeveyni özlemesi doğaldır. Ebeveynin ayrılmış olması çocukların o ebeveyne bağlılık duygularını yok etmez. DEVAM EDECEK...