Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin son bir ay içinde gerçekleştirdiği 4 jeopolitik hamleyle, KÜRESEL OYUNUN ÖNDE GELEN AKTÖRÜ olduğunu dünyaya gösterdi. IRAK'TA KİLİT kapatıldı. Türkiye'nin geleceği için çok hayati, TERÖRİSTAN kurdurmama yolunda emperyalist planları parçaladı. Başkan Erdoğan, Afrika Boynuzu olarak adlandırılan bölgenin iki stratejik ülkesi Etiyopya ile Somali arasında sıcak çatışmaya dönme riski olan ihtilafı çözdü. İki ülke Ankara'da anlaştı. Sudan'ın lideri General Abdülfettah Burhan, Başkan Erdoğan'dan Birleşik Arap Emirlikleri ile yaşanan krizi çözmek için arabuluculuk yapması için yardım istedi. Sudan'ın talebi, Erdoğan'ın Etiyopya ve Somali arasında bir anlaşmaya aracılık etmesinden bir gün sonra geldi.
KALIN ŞAM'A GİTTİ
Başkan Erdoğan'ın, Ortadoğu'nun kaderini etkileyecek YENİ SURİYE İNŞASI stratejik hamleleri sürüyor. SURİYE'DE MÜTHİŞ GELİŞMELER. 12
Aralık Perşembe... Cumhurbaşkanımız Erdoğan, AB Dönem Başkanı Macaristan Başbakanı Orban'la görüşürken, bomba bir hamleyle MİT Başkanı Kalın Şam'a gönderdi. Kalın, Emevi Camii'nde namaz kıldı ve Suriye'de zalım Esad'ı deviren muhalefetin lideri Colani ile aynı otomobilde sohbet ederken verdikleri görüntülerle, Amerika ve Avrupa'nın nefesini kestiler. Türkiye'nin YENİ SURİYE İNŞASI'nda başaktör konumuna gelmesi üzerine, Perşembe gecesi, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, apar topar Ankara'ya geldi. Başkan Erdoğan'ın "Suriye'de asla teröristan kurdurulmayacak. Bölücü terör PKK-YPG-SDG orada olmayacak. Siz yapmazsanız, Türkiye yapacak" sözleri karşısında ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın kıvrandığı, soğuk duş yaşadığı konuşuluyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan görüşmeye dair bir açıklama yayınlandı.
ELÇİLİK AÇILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de faaliyet gösteren ve Türkiye için tehdit kaynağı olan PKK/PYD/YPG ile DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere tüm terörist yapılanmalara karşı Türkiye'nin öncelikle kendi milli güvenliği için önleyici tedbirler alacağını vurguladı. "DEAŞ ile göğüs göğse mücadele etmiş tek NATO ülkesi olarak, PKK ve uzantılarının sahadaki durumu fırsata çevirme gayretini engelleyeceğiz. DEAŞ ile mücadelede zafiyet oluşmasına da asla müsaade edilmeyecektir" dedi. Hakan Fidan, görüşmede, Blinken'e "Suriye'de terörizmin yer bulmaması, DEAŞ'ın ve bölücü terör örgütü PKK-YPG-SDG'nin Suriye'de hakim olmaması önceliklerimiz arasında" dedi. Başkan Erdoğan, Blinken'i Esenboğa'da kabul ederken, Türkiye'nin Nuakşot (Moritanya) Büyükelçisi Burhan Köroğlu'nu Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı olarak görevlendirdi. Ve dün Türkiye Şam Büyükelçiliğini açtı. Bu hamleyle Türkiye'nin beklemeyi tercih eden ülkeleri yarı yolda bırakan yeni Suriye yönetimini tanımada kıymetli stratejik hamleyle öne geçmiş oldu.
YENİ BİR SURİYE
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın mimarisinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çok kritik görüşmelere katıldı. Cumartesi akşamı Türkiye'nin yeni Suriye inşasındaki etkin rolünü gösteren açıklamalar yaptı: Fidan'ın tarihe not düşen sözleri: "Türkiye Suriye'de riskleri görüyordu. Biz buradan minimum can kaybı olması için iki önemli kinetik güç kullanabilecek aktör, Rusya ve İran ile odaklı görüşmeler sürdürerek, bunun kansız bir şekilde olmasının yolunu açtık." Hakan Fidan, bölücü terör PKK-YPG ile ilgili kitabın ortasından konuştu: "Ya fesholurlar ya feshedilirler. Türkiye'nin pozisyonu en başından beri netti. Bu konu, milli güvenliğimizle ilgili varoluşsal bir meseledir. PKK-YPG'nin baskı altında tuttuğu Kürtlere zarar gelmemesi gerektiği konusunda hassasız." Suriye'deki yeni yönetimin YPG'yi istemeyeceğini söyleyen Fidan, "Yeni bir Suriye var ve yeni Suriye kendi toprak bütünlüğünü sağlamak konusunda da mutlaka kararlı olacak. Suriyeli muhalifler yıllardır rejime karşı savaşıyorlar, inanılmaz zulümlere ve kayıplara maruz kalmışlar ve şimdi vatanlarını tekrar alıyorlar" dedi.
GÜVEN ALANI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın dikkati çeken analizleri: "Suriye'de milli hükümet var. Suriye'nin artık hakim milli bir hükümeti var. Bunlar YPG tanımazlar, başka güç de tanımazlar. Kendi toprağını, kendi egemenliğini geri alır." Suriyeli sığınmacıların kendi ülkesine dönmek isteyeceğini vurgulayan Fidan, "Oradaki şartlar iyileştikçe, burada bir devamlılık olduğu duygusu oluştuğunda ben geri dönüşlerin tabii ki artacağına inanıyorum. İsrail Suriye'deki yeni yönetimin elindeki imkanları yok etmek istiyor. Bence bu strateji çok tehlikeli. Bu strateji büyük bir provokasyona yol açabilir.
Bunu göz ardı ediyorlar. Her şey bu kadar güllük gülistanlık gitmeyebilir. Onun için kendilerine haber yolladık. Artık provokasyondan vazgeçin, Suriye yönetiminin kontrolü altındaki yerleri bombalamaktan vazgeçin. Suriye halkı kriz başladığında kendini örgütleyerek Özgür Suriye Ordusu'nu kurdu.
2016'ya kadar faaliyetlerini sürdüren bu yapı, Astana süreci sonrası Suriye Milli Ordusu'na dönüştü. Türkiye her zaman Suriye halkının yanında oldu ve bölgede yaşayan 5 milyon Suriyeli için Türkiye kritik bir güven alanı oluşturdu. Türkiye'nin yeni dönemdeki önceliği, Suriye'de 'kapsayıcı' bir yönetim. Uluslararası toplumu Suriye'nin birliğini ve bütünlüğünü desteklemeye ikna etmek. Suriye'nin bir güç mücadelesi alanına dönüşmemesi için hassasiyetle çalışıyoruz" dedi.
SONUÇ
TÜRKİYE'NİN PKKYPG'nin ortadan kaldırılması için kararlı olduğunu dile getiren Hakan Fidan, "PKK-YPG'nin ortadan kaldırılması bizim stratejik hedefimiz. Ya kendilerini feshederler ya da feshedilirler. YPG elimine edilirken, bölgenin kadim şehirlerinde yaşayan, kadim Kürtlere, orada yaşayanlara bir zarar gelmemesi lazım. Çünkü YPG'nin Araplara yaptığı, Kürtlere yaptığı, her zaman için ortadadır" diye konuştu. "YPG kadroları Suriye'yi terk etmeli" diyen Fidan, YPG'nin Suriye'den çekilmesi gerektiğini belirtirken süreçle ilgili aşamaları şöyle anlattı: "Birinci aşamada bir an önce YPGPKK içinde bulunan Suriyeli olmayan, uluslararası 'terörist savaşçı' statüsünde olan unsurların ülkeyi terk etmesi lazım. Türkiye'den, İran'dan, Irak'tan ve Avrupa'dan gelen PKK kadrolarının bugün itibarıyla kesinlikle orayı terk etmeleri gerekiyor. İkinci aşamada, YPG'nin bütün komuta kademesinin, Suriyeli olanların da ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Daha sonraki PKK'lı olmayan kadroların yeni yönetimle, anlayış birliği içinde silahlarını bırakarak, normal hayatlarına dönerek artık milli eşitlikçi, bütüncül Suriye içerisinde hayatlarını devam etmeleri gerekiyor. Onlara satılan rüya, kandırmacanın da kazasız belasız onlar açısından bitmeli." Türkiye, YPGSDG'yi bölücü terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı olarak görüyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan kararlı. Suriye'nin geleceğinde ABD'nin aparatı PKK-YPG-SDG'nin muhakkak tasfiye edilmesini istiyor. TEKRAR HATIRLATIRIZ. PKK-YPG-SDG'NİN ORTADAN KALDIRILMASI TÜRKİYE'NİN STRATEJİK HEDEFİ. AMERİKA APARATI PKK-YPG SDG'Yİ TASFİYE ETMEZSE TÜRKİYE TASFİYE EDECEK.NOKTA.