Modern dünyanın rekabetçi ortamında mutluluğu yaşamak da paylaşmak da çok zor. Çok mutlu olduğunuz bir şey için bile önemsemiyormuş hatta bazen sizin için dezavantajmış gibi davranmanız gerekiyor. Sanki çok mutlu olduğunuzu gösterirseniz elinizden gidecekmiş gibi... İçinizden sevinç çığlıkları atarken normal davranmaya çalışmak, en az üzgünken gülmeye çalışmak kadar zor. Sadece nazardan korkmak değil bu. Mutluluğunuzu elinizden almak isteyen, pusuda bekleyen bir sürü güç varmış gibi...
YANINIZDA KİMLER VAR?
Çok mutlu bir haber aldığınızda yanınızda kimlerin olduğuna baktınız mı hiç? Özellikle terfi gibi, başarı gibi, seyahat gibi herkesin kendi başına gelmesini isteyeceği türden şeylerde... İşte o durumda yanınızdakilerin yüzünü iyice kazıyın aklınıza! Çünkü bu durumda yanınızda olan kişiler çok ama çok önemli. En az sizin kadar sevinen bir tane bile arkadaşınız varsa çok zenginsiniz demektir. Mutluluk, paylaşıldıkça çoğalır, çok harika bir duygudur. Ama sana mutluyken katlanan birini bulmak çok zordur. "Katlanan" diyorum çünkü o anlardaki çocuksu sevinçle saçmalamalarınızı küçümsemek yerine sizinle saçmalıyorsa hiç korkmayın o kişiden! Sizinle sevinen bu insana kötü gününüzde de rahatlıkla içinizi açabilirsiniz demek oluyor bu. Çünkü sizinle sevinebilen insan sizin kötü gününüzü fırsatlar hanesine yazmayı aklından bile geçirmeyecektir.
YETİŞKİNİN HAZİNESİ
Nerede, kimin yanında sevinip üzüleceğinizi bilmek yetişkin olmak anlamına geliyor. Hayat bunu kafana vura vura öğretiyor. Bu yüzden çocuksu sevincini yaşayabileceği, kullanacağını düşünmeden ağlayabileceği birine, birilerine sahip olmak bir yetişkinin en büyük hazinesi!
