Ülkede büyük bir acı yaşanıyor. Yaşanan acının öfkesi, farklı konulara yönlendirilmeye çalışılıyor. Sosyal medyada pek çok provokatif paylaşım görüyoruz. Bunlardan biri de ülkemizdeki sığınmacılarla ilgili.
Örneğin Suriyeli ailelerin sıcak evlerde, Türk vatandaşlarının ise çadırda kaldığını gösteren fotoğraflarla süslenmiş. Yine yaşanan yağma girişimlerinin hepsinden Suriyelileri sorumlu tutan paylaşımlar galeyana getirici.
Bu tarz paylaşımları çok bölücü ve ırkçı buluyorum. Kötü insan her yerde kötüdür. Irkı, cinsiyeti, milliyeti yoktur.
Kötülük her insanın içinde iyilikle birlikte bulunur. Tıpkı siyahla beyaz gibi, tıpkı ışık ve gölge gibi... Nasıl bir insan olacağınızı sizin beslemeyi seçtiğiniz tarafla ilgilidir.
KURTARMAZLAR SANMIŞ!
İlla ki sığınmacılar arasında kötüler var.
Ama bu kötülük onların ırklarında değil insani özlerinde. Suriye'den gelip de burada sığınmacı olan bir depremzedenin konuşmasına denk geldim. Hayatta kalmasına rağmen ekiplere seslenmeyen kadına niçin ses vermediğini soruyorlar.
O da Türkçe bilmediğini Arapça seslenirse kendisini kurtarmayacaklarından korktuğunu söylüyor. Onun böyle düşünmesine sebep olan davranışı sergileyen insan kötü değil midir?
Hem de çok kötüdür.
Peki yardım toplama merkezinde görev yapan Afgan sığınmacıların depremin ilk saatlarinden itibaren tercümanlık ve insani yardım konularında ekiplerin çalışmalarına destek vermesi iyilik değil midir.
Evet kesinlikle öyledir.
DÜŞMANLIK İŞE YARAMAZ
Suriyeli sığınmacılar ve mülteciler konusu ile deprem afeti birbirinden tamamen farklı konular.
Deprem, sığınmacılar yüzünden olmadı, depremde yıkılan evleri sığınmacılar yapmadı.
İkisini birbirine karıştırıp bu acı günlerde insanları birbirlerine karşı kışkırtmak bence en büyük kötülük. Acı karşısında düşman olmak bir işimize yaramaz, ama birlikten güç doğar.