Dört yılda bir düzenlenen Dünya Meteoroloji Kongresi dün başladı.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), erken uyarı hizmetlerinin 2027'nin sonuna kadar dünyadaki herkese ulaşmasını sağlamak için bir rapor yayınladı. Raporda 1970-2021 arasında 11 bin 778 doğal felaket yaşandığı ortaya çıktı. Ayrıca aşırı hava, iklim ve su kaynaklı afetler nedeniyle 2 milyondan fazla kişinin yaşamını yitirdiği ve bu felaketlerin 4,3 trilyon dolar tutarında ekonomik kayba yol açtığı da raporun, gözler önüne serdiği gerçekler arasındaydı.
ASLINDA BÜTÜN MESELE ŞEMSİYE
Ancak raporda ortaya çıkan çarpıcı bir sonuç daha var. Doğal felaketler nedeniyle ekonomik kayıplar artarken, gelişmiş erken uyarı sistemleri ve koordineli afet yönetimi son 50 yıldaki can kayıplarını azaltmış.
Yani bu ne demek? Afetleri önlemek mümkün değil ama afetler nedeniyle yaşanan can kayıplarını önlemek mümkün. Biz de yakın zamanda en yıkıcı doğal afetlerden birini yani depremi yaşadık. Evet yüzyılın felaketiydi, çok büyüktü ama aynı coğrafyada yapılan TOKİ evlerine hiçbir şey olmadı örneğin. Ya da dere yatağına yapılan konutları su basması doğanın suçu mu? Bırakın tedbirli davranmayı artık dünya, afetlere karşı erken uyarı sistemleri üzerine çalışıyor. Bu raporun amacı da 'erken uyarı hayat kurtarır'ın önemini ispatlamak... Yani biz yağmur yağacağını bile bile şemsiye almamakta ısrar ederken onlar sabahtan yağmur yağacağını bilmenin ıslanmayı önleyeceğini anlatmaya çalışıyor. Biz ise hala inatla doğayla savaşımıza devam ediyoruz. Doğal afetler coğrafyanın kaderi, bizim değil. Bizimki kaçacağını bile bile eşeği bağlamamak!