Üniversite yıllarında bir kez kapkaç olayının kurbanı olmuştum. Kapkaçı yapan iki tane çocuktu. Benimse arkadan "Hanımefendi telefonunuz" diye bağıran sesi duyana kadar kapkaça uğradığımdan haberim bile yoktu. Aslında bu tip hırsızlığa sanırım cepçilik diyorlar. Neyse, köşebaşındaki taksicilerin kollarından tutuğu iki çocukla birlikte karakola doğru giderken çocuklar yalvarıyor "Abla n'olur bırakın bizi" diye. Neredeyse inanıp adamlara "Bırakalım ya minicik çocuklar" diyesim bile gelmişti. Ama sonra bunun doğru olmayacağını düşünüp sustum. Çocuklar yakalayan adamlar ve ben karakola gittiğimizde ne oldu biliyor musunuz?
Polisler çocuklara parmak sallayıp, "Sakın bir daha yapmayın diyerek salıverdiler. Salıverilen çocukların tepkisi ne oldu peki? Benimle dalga geçmek. "N'oldu gördün mü? dedikten sonra "Benim babamda seninkinden daha iyi telefon var." diyerek uzaklaştılar. Bu yüzsüzlük karşısında epey sinirlendiğimi hatırlıyorum. Ama çocuklara değil ailelerine. Aileleri onları bu iş için eğitmiş ve sokağa salmıştı besbelli.
Çocuklara bir şey olmayacağını da gayet iyi biliyorlardı...
HEM HIRSIZ HEM YÜZSÜZ
İşte böyle ailelerin elinde büyüyen çocuklar, tabii ki artık başka bir yolda yürümeyecek. Büyüyünce de hırsız olacaklar hem de en yüzsüzünden.
Çünkü insanların canını yakıp, en fazla bir iki ay hapiste kaldıktan sonra aynı işleri yapmaya devam edecekler. İşte onlardan ikisi Konya'da ortaya çıkmış. 23 yaşındaki iki sevgili bir güzel çaldığıkları arabayla Antalya'ya tatile giderken yakalanmış.
Şüphelilerden kadın olanı, "Bu bir macera daha, büyük oynayacağız" derken, erkek olanı ise "Yakışıklı çıkart beni kameracı" diyerek dalga geçmiş gazetecilerle... Bu çocukların hem hırsız hem yüzsüz yetişmesini önlemenin tek yolu, çocukken onları böyle yetiştiren ailelerinden alınması diye düşünüyorum.
Boz ayıya kedi muamelesi yaparsan
BİTLİS'İN Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderası'na giden ziyaretçiler, uyarılara rağmen yolda karşılarına çıkan boz ayıları görüntülemeye çalışıyormuş. Bölgede doğa, vahşi yaşam ve uzay gözlemciliği yapan Dr. Cihan Önen, ziyaretçilerin uğradığı saldırı anlarını kayıt altına almış.
Önen, vatandaşları, ayılara yaklaşmamaları ve onları beslememeleri gerektiği konusunda uyardıklarını ama insanların beslemeye, özçekim yapmaya çalıştığını söylemiş. Vahşi hayvana kedi muamelesi yapan bu insanlar saldırıya uğradıklarında ilk iş ayıları suçlamak olacak. Belki öldürmeye kalkacaklar. Sen gitmiş onların doğal yaşam alanını işgal etmişsin.
Huzurlarını kaçırmışsın sonra da "Bana saldırdı" deyip öldüreceksin.
Maalesef bunu bütün hayvanlara yapıyor insanoğlu. Rahat bırakın hayvancıkları. Zaten az kalan alanlarına bari burnunuzu sokmayın!
