Aile hekimleri kasım ayında 3 gün grev yapmıştı, grev bu ay 2-3-4 Aralık'ta tekrarlanacak. Aile hekimleri niçin grev yapıyor hatırlayalım... Sağlık Bakanlığı hastanelerin yükünü hafifletmek amacıyla 'Aile Hekimliği Yönetmeliği'nde değişikliğe gitti. Yeni yönetmelikle aile hekimliğine düşen kişi sayısı 3 bin 500'e düşürülecek. Nüfusun fazla olduğu bölgelerde yeni aile hekimlikleri açılacak. Böylelikle hekim başına düşen hasta sayısı azaltılarak kronik hastalık ve kanserlerin tarama ve izlemlerinin etkin yapılmasının teşviki sağlanacak. Aile hekimleri, kendilerine kayıtlı kişilere en az 6 ayda bir ulaşacak. Vatandaşlar için güzel bir gelişme.
MEMNUNİYET PUANLAMASI
Peki aile hekimleri niçin grev yapıyor? Çünkü Aile hekimliği sözleşme ve ödeme yönetmeliğinde de değişiklik yapıldı. Baktıkları hasta sayısı azalınca taban maaşları da azalacak. Bir de memnuniyet puanlaması konusu var. Maaş ödemeleri hastaların vereceği memnuniyet puanlarına bağlanıyor. Yani hastasından 5 yıldız alamayan aile hekimlerinin maaşlarından kesintiler yapılacak.
HELAL SANA BAŞKAN
Gelelim grev kısmına... SAĞLIK-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan'ın yaptığı açıklama hala vicdanlı ve adalete inanan hekimler olduğu konusunda umut veriyor. Başkan Doğan, "Biz sağlık çalışanlarının yetkili sendikası Sağlık-Sen olarak iş bırakmıyoruz. Biz mağdur olmuşken başkaları da mağdur olsun istemiyoruz. Evet sorun olabilir, mağduriyet olabilir ama bunun yolu başkalarını mağdur etmek değil. İş bırakmadan, yeni mağduriyet oluşturmadan aile hekimlerimiz ile aile sağlığı hemşire ve ebelerimiz için mücadeleye devam edeceğiz" dedi. Bu sözlere imzamı atarım.
BİR AĞRI KESİCİ HİKAYESİ
Hekimlerin haklarına aramasına karşı değilim. Ama konu sağlık. Geçen ay yaptıkları grevde bizzat mağdur oldum. Merdivenden düştüm ve belimi ağır şekilde incittim. Oturamadığım için araca binemiyordum. Yürüyerek Aile Sağlığı Merkezi'ne (ASM) (eski adıyla sağlık ocağına) gittim. ASM'nin bahçesinde çay içen bir grup hemşire grevde olduklarını ve iğne yapamayacaklarını söyleyerek beni Acil servise yönlendirdiler. Arabaya binemediğimi söylememe rağmen umursamadılar. Bin bir zorlukla arabaya binip Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi'nin aciline gittim. Durumu anlattım. Ama aldığım cevap "Burada enjeksiyon birimimiz yok" oldu. Oradan da devlet hastanesine yönlendirildim. Devlet Hastanesi'nin Narlıdere Polikliniği'nin bahanesi ise "Bizim hekimlerimizin yazmadığı enjeksiyonu yapamayız"dı. En son Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi acılarıma son verdi ve iğneyi yaptı. Yani Mahmut Faruk Doğan Başkan'ın "Biz mağdur olmuş olabiliriz ama bunun yolu başkalarını mağdur etmek değil"sözleri benim için çok ama çok anlamlı...