Piyasalar arasındaki korelasyonlar geçen yılın başı itibarıyla değişmiş görünüyor. Daha önce aynı yönlü hareket eden iki piyasa bakıyoruz yaklaşık bir buçuk yıldır ters yönde trend izliyorlar.
Aslında bu tür denge değişimlerini yadırgamamak gerekiyor, ekonomik ve politik dinamiklerde meydana gelen farklılaşma doğal olarak piyasalara yansıyabiliyor.
2008 küresel krizi ile beraber piyasa dengeleri de değişmeye başladı. Başta FED ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını gevşeterek sıfır faiz politikası uygulamaları hem küresel likiditenin aşırı bollaşmasına hem de bollaşan likiditenin gelişmekte olan ülkelere kaymasına neden oldu. Gelişmekte olan ülkeler küresel likiditeden payı tabiî ki borçlanarak aldılar. Dün Merkez Bankası açıkladı, uzun vadeli borçlar 2017 itibarıyla 18,2 milyar dolar artmış. Kısa vadeli borçlarla beraber 420 milyar doları geçiyor. Aynı sorun Latin Amerika ülkeleri, Meksika ve bazı Orta Avrupa ülkeleri içinde geçerli.
NEGATİF KORELASYON
Gelişmekte olan ülkeler, döviz cinsi borçları yüksek olduğundan FED VE AMB odaklı para politikası uygulamak zorunda kaldılar. Dış borçları yüzünden ulusal paralarının değer kaybetmesinin önüne geçmeye ve aynı zamanda dış açıklarını çevirmek için faiz politikaları ile yabancı sermaye çekmeye çalıştılar. İşte tüm bu çabalar piyasalarda dengeleri değiştirdiği gibi fiyatlarında aşırı oynak olmasında etkin rol oynadı.
Gelelim değişen dengeler sonra piyasaların durumuna...
Dolar Endeksi piyasalara yön veren temel parametre konumunda görünüyor.
BIST 100 Endeksi ve altın ons fiyatları ile yüksek negatif korelasyona sahip.
FED'den yada Amerika'nın iç ve dış politikasından kaynaklı olumlu yada olumsuz gelişmeler sonucunda Dolar Endeksi düşüyor veya yükseliyor. Bu hareketlenmeye Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri ve altın fiyatları tam tersi tepki veriyor.
DOLAR ENDEKSİ
Birkaç örnek verelim...
Geçen sene Mart başında Dolar Endeksi zirve yaparak 102,20 seviyesine ulaştığında BIST 100 89.933'e, altının ons fiyatı ise 1231 dolara kadar gerilemiş. Eylül başında Dolar Endeksi 89 binlere düştüğünde BIST 100 endeksi 108.872'ye altın da 1351 dolara çıkmış. Çarpıcı negatif ilişkinin resmine birkaç hafta öncede rastlamıştık;
Dolar endeksi öncesinde çıktığı 94,66 düzeyinde 88,50'ye indiğinde birkaç gün gecikmeyle BIST 100 120.845'e ve altın 1368 dolara kadar yükseldi.
Bu hafta içinde FED'in son yaptığı toplantı tutanakları açıklanacak. Buradan alacağımız sinyaller ve Amerikan ekonomisine özgü verilerin vereceği mesajlar dolar lehine olursa dolarda değerlenme, BIST ve altında hafif geri çekilme gözlemleyebiliriz.
Dolar TL kurunda direnç noktaları 3,77 ve 3,81 düzeylerinde. Eğer farklı sinyaller gelirse Amerika'dan, dolar 3,72 ve 3,74 seviyelerine gelebilir. Altın için destek noktaları 1340 ve 1325'lerde... Dirençler ise 1350 ve 1357 noktalarında oluşuyor teknik analiz sonuçlarına göre.
Koşularda atletlerin temposunu ayarlayan "tavşan atlet" olur. İşte Dolar Endeksi de piyasalara yön veren, oynaklık marjını belirleyen bir rol üstlenmiş durumda...
Piyasalar üzerinde kısa süreli etkisi olan jeopolitik faktörleri göz ardı ettiğimizde, FED'in normalleşme süreci boyunca da tavşan atlet rolüyle piyasalara yön vermeye devam edecek gibi görünüyor.