• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Kurların yüksek seviyelerde kalmaması gerekiyor CAHİT SÖNMEZ

Kurların yüksek seviyelerde kalmaması gerekiyor

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27 Ağustos 2018, 20:43

Çok bilinmeyenli denklem içinde ağır basan siyasi faktörler yüzünden kurlarda kısa sürede yüksek oranlı artışlar söz konusu oldu.
ABD'nin haksızca uygulamaya çalıştığı ekonomik yaptırımlar sonucu iki ülke arasında yaşanan siyasi gerginlik ne yazık ki dövizlere spekülatif ataklar için uygun zemin oluşturdu. Temmuz ortalarında 4,90'larda olan dolar TL kuru sadece birkaç haftada ciddi sıçrama gösterdikten sonra 6'lar seviyesinde kaldı.
Kur 6'nın biraz altını gördü ama fazla tutunamadı ve yeniden 6'ya geldi. Hatta 6'larda iken de 6,10'ların üzerine çok kolay şekilde sıçrayabiliyor.
Gerek hükümet gerekse Merkez Bankası tarafından alınan bir dizi önlem ancak bu düzeylere kadar etkili oldu gibi görünüyor. Demek ki Merkez Bankasından yeni önlemler gelmezse dolar TL kurunun yeni seviyeleri en az 6'lar civarı olacak.

DIŞA BAĞIMLILIK

Dış ticaretin büyük kısmı dolarla yapılıyorsa, Merkez Bankası rezervlerinin yüzde 60'dan, dış borçların toplamının yüzde 70'inden fazlası dolar cinsinden ise, gelen sıcak paranın yüzde 52'si ABD menşeli fon ve bireysel yatırımcıdan oluşuyorsa, Hazine tarafından ihraç edilmiş olan tahvillerin yüzde 23'ü yine ABD'li yatırımcıların aktifinde yer alıyorsa doların TL karşısındaki değeri Türkiye ekonomisi için hayati önem taşıyor demektir.
Tam da bu noktada iktisat yazınında önemli yer tutan şu hipotezi hatırlayalım.
Bir ülkenin ulusal parasının diğer para birimleri karşısında değer yitirmesi o ülkenin ihraç mallarının döviz cinsinden fiyatının düşmesine neden oluyor.
Örneğin Temmuz ayında 490 TL'lik bir ihraç malının değeri 100 dolar idi.
Şimdi aynı mal kur hareketleri yüzünden 80 dolarlara geriledi. Bu da o ülkenin dış rekabet gücünü yükseltti daha fazla ihracat yapmasına neden oldu.
Diğer taraftan 100 dolara ithal edilen malın yurtiçi fiyatı 490 TL iken yeni kur seviyesi sonucu 600 TL'lere çıktı.
Yani ihracat ucuzlarken ithalat pahalılaştı.
Nihayetinde ulusal paranın değer kaybetmesiyle ülkenin ihracatı artar, ithalatı düşer.
İç talepte sorun yaşayan ya da dış açığı yükselmiş ülkeler belli bir büyüme hızına ulaşabilmek ve cari açıklarını makul seviyelere çekebilmek için konjonktüre göre bu kestirme yola başvurabilirler.

ENFLASYON YÜKSELİR

Doğal olarak bu hipotezin geçerli olabilmesi için temel bazı koşulların da mevcut olması gerekiyor; dış ticarete konu olan malların fiyat talep esneklikleri ve ekonominin dışa bağımlılık oranı gibi...
Eğer üretim yapmak için yabancı girdi ağırlıklı bir model uygulanıyorsa bu hipotez geçerli olmuyor. İthalat pahalılaştığı için üretim maliyeti artıyor.
Bu yüzden ihracat için açılan alan enflasyonun yükselmesiyle ortadan kalkıyor.
Arz güvenliği, yerlileştirme ve sağlıklı ekosistem oluşturularak yerli tedarik zincirinin oluşturulması amaçlarını içeren "Milli Enerji ve Maden Politikaları" tabi ki ilerleyen zamanda meyvelerini verecek. Ancak kısa vadede ekonominin özellikle de enerjinin dışa bağımlılık oranını makul seviyelere çekmek pek mümkün görünmüyor. Bu yüzden kur istikrarsızlığına yönelik daha önce alınan rezerv opsiyon katsayısı ve zorunlu karşılık oranı revizyonları, swap anlaşmalarında öz kaynak oranı, kaldıraçlı işlemlerin sınırlandırılması gibi önlemlere ek önlemler kesinlikle gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.