Küresel ekonomi durgunluğa mı giriyor?
Tam da gelişmiş ülke ekonomileri toparladı, gelişmekte olan ülkelerle arayı açıyor derken durgunluğa işaret eden sinyaller gelmeye başladı.
Toplam büyüklüğü ABD'yi aşan AB ekonomileri üçüncü çeyrekte adeta yerinde saydılar. Hatta küresel ekonominin lokomotifi ülkelerden Almanya'da üçüncü çeyrekte negatif büyüme rakamı açıklandı.
Biraz geriye doğru gidersek...
Gelişmiş ülke merkez bankaları ciddi parasal genişleme politikaları ile piyasaları bir yerde likiditeye boğmuşlardı. Maliyeti görece daha düşük olduğu için enjekte edilen likiditelerin büyük kısmı gelişmekte olan ülkelere finansman olarak gelmiş ve sonuçta bu ülkeler yabancı kaynaklar sayesinde potansiyellerinin üzerinde büyümüştü. Ta ki gelişmiş ülkeler de ekonomilerini dengelemeye başlayana kadar... Dengelenme sonrası merkez bankaları rota değiştirip normalleşme kararı verdiler. Hatta FED birkaç adım attı bile.
NASIL ETKİLER?
Bu arada gelişmekte olan ülkeler kendi vatandaşlarını borçlandırarak iç taleplerini canlandırıp büyüme hızlarını ivmelendirdiler.
Dış talepler de yeterince devreye girmeyince büyümelerin bedeli yüksek dış borçlar ve yüksek enflasyon oldu.
İşte tam da bu noktada kara kara düşünüyordu gelişmekte olan ülkeler bu sarmaldan nasıl çıkacaklarını... Kolay değil. Hem dolar ve euro faizlerinin yükselmesi karşısında faiz yükselme hamlesi yapmak hem de aynı zamanda dış borçları çevirebilmek. Bir de enflasyon faktörü var listede...
Avantaj ve dezavantajları var gelişmiş ülke ekonomilerinin hız kesmesinin...
Gelişmekte olan ülkelerin faiz artırmak zorunda kalmayacakları gerçeği bir avantajdır.
Kur baskısının azalacak olması da bir avantajdır.
Ancak gelişmekte olan ülkelerin durgunluk eşiğine doğru ilerleyen ülkelere yaptıkları ihracatı azaltmak zorunda kalacakları gerçeği ise bir dezavantajdır.
Malum AB ülkelerinin toplam ihracatımızdaki payları yüzde 45'leri aşıyor. Almanya en fazla ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında birinci konumda...
ABD DE POTAYA GİREBİLİR
Henüz Amerika'da büyüme hızı momentum kaybetmedi. Son çeyrek büyüme hızları yüzde 3,5 seviyelerinde. Ama tahvil verim eğrisi negatifleşmeye başladı.
Yani kısa vadeli faiz oranları uzun vadeli faiz oranlarının üzerine çıktı. Bu da orta vadede büyüme hızının ve enflasyon oranının aşağı çekileceğine işaret ediyor.
İngiltere ve Fransa'da büyüme hızı yıllık bazda yüzde 1,5, Almanya'da yüzde 1,10, Japonya'da yüzde 0,30, Euro Bölgesinde yüzde 1,70 ve Kanada'da yüzde 1,90 düzeylerinde bulunuyor.
Gelişmekte olan ülkelerden de birkaç örnek verelim.
Çin'de yüzde 6,5, Brezilya'da yüzde 1,00, Rusya'da yüzde 1,30 ve Güney Kore'de yüzde 2,00 seviyelerinde. Sadece Hindistan yüzde 8,20'lik performans ile ayrışıyor.
Küresel ekonomide düşük büyüme hızlarının ortaya çıkacak ve bu sayede kur ve faiz baskısının kısmen azalacak olması Türkiye'nin yapısal reformlar konusunda daha somut ve hızlı adımlar atması için uygun iklim anlamına gelecek. Bugüne kadar alınan önlemlerinin devamlılığının sağlanmasında hayati önem taşıyacak bu yapısal reformlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.