Geçen yıl FED'in gereğinden fazla şahin mesajlar vermesi, daha da önemlisi gereksiz yere dört faiz artırımına gitmesi gelişmiş ülke merkez bankalarını da beraberinde sürükledi.
FED'in faiz artırımının yanına normalleşme sürecini de eklemesi sonucunda gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki faiz asimetrisi iyice açılmıştı.
TL'nin negatif ayrışması, kurlardan fiyatlara geçişkenliğin yüksek olması gerçeklerini göz önünde bulunduran Merkez Bankası Eylül ayında 625 baz puan faiz artırımı ile faiz asimetrisini daha da belirginleştirdi.
Bir yerde yabancı sermayenin iştahını artırmaya çalıştı. Aksi takdirde hem kur baskısı devam edecekti ve cari açığın çevirmesi sorunu olacaktı.
Daha önce şu teorik bilgiyi sizlerle paylaşmıştım. Hatırlamakta fayda var; faizler yükselince tahviller değer kaybediyor bu yüzden ikincil piyasada daha düşük fiyattan değerlemesi yapılıyor. Daha açık bir ifadeyle piyasa faiz oranları ile tahvil değerleri arasında negatif korelasyon söz konusu.
Bu yüzden aktifinde tahvil bulunan tasarruf sahipleri ilerleyen süreçte faizlerin yükselmesini değil gerilemesini bekler.
BORSA VE ALTIN ZİRVEDE
Faiz oranları Merkez Bankası'nın faiz artırımı sonucunda Eylül'de zirve yaptı ve sular durulmaya başladıkça yönünü aşağı çevirdi, yavaş da olsa geriliyor. Her gerileme tabii ki daha yüksek faiz oranından ihraç edilmiş olan tahvillerin değer kazanmasına neden oluyor.
TÜİK her ay olduğu gibi Ocak ayı finansal araçların reel getirileri çalışmasının sonuçlarını yayımladı.
Tahviller uzun aradan sonra zirveyi borsa ve altına bırakmış.
Enflasyon arındırıldıktan sonra sadece bir ayda BIST 100 endeksi yatırımcısına yüzde 3,36 oranında kazanç sağlamış.
Altın, borsa ile at başı gitmiş. Altının bir aylık reel getirisi yüzde 3,09'a ulaşmış.
Genelde risk sevmeyenlerin tercih ettiği tasarruf araçlarından devlet tahvilleri, geçen ay enflasyon sonrası yüzde 2,58 getiri yapabilmiş.
3 aylık süreçte devlet tahvilleri teorik gerçek sonucu enflasyondan arındırılmış getirisini yüzde 15,51'e kadar çıkarabilmiş.
Ancak süreyi genişlettiğimizde bu sefer teorik gerçek negatif yansımayla kendini hissettiriyor. Yani faizler yükselince mevcut tahviller değer kaybediyor gerçeği...
TL KAZANDIRIYOR
Tahvillerin 6 ayda ve yıllık bazda reel getirisinin negatif seviyelerde kaldığını görüyoruz.
6 ayda yüzde -1,12, yıllık yüzde -14,19 reel getirisi olmuş tahvillerin. Bu da o dönemlerde özellikle bankaların aktiflerinin ne kadar zayıfladığını gösteriyor.
Tahvil gibi mevduatlarda 1 ve 3 aylık dönemde pozitif getiriye ulaşırken, 6 ve yıllıkta negatif düzeylerde kalıyorlar. Mevduat geçen 3 ayda yüzde 6,61 kazandırmasına rağmen 6 ayda getiri yüzde -2,45'e, bir yılda da yüzde -7,43'e kadar iniyor.
Euro ve Dolar Ağustos ayında inanılmaz çıkış sonrası sürekli geriliyorlar. Hem Merkez Bankası'nın aldığı önlemler hem de FED'in güvercin tavra dönmesi kurların ateşini düşürdü. Dolar ve Euro'nun 1 ve 3 aylık getirileri negatif seviyelerde kalıyor.
Ama yıllık bazda halen reel getirileri pozitif düzeylerde.
Sözün özü TL enstrümanları kazandırırken, dövizler kaybettiriyor. Yani TL'nin fırsat maliyeti oldukça yükselmiş durumda.
Yine de riskin dağıtılmasında fayda görüyorum.