• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Piyasaların gündemi CAHİT SÖNMEZ

Piyasaların gündemi

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29 Ocak 2019, 00:30

Piyasaların gündemi yoğunlaşmaya başladı. Bir dizi gündem maddesinin içinde ilk sırasında kuşkusuz bugün başlayan ve yarın sonlanacak olan FED'in olağan toplantısı yer alıyor. Piyasa aktörü olmayan ama ekonomi programlarını takip eden sade vatandaşlar bile hâkim oldular; toplantı öncesinde piyasalar aldıkları aksiyonlar ile merkez bankalarını yönlendirmeye çalışıyorlar.
Toplantı sonlandıktan sonrada şu ilginç refleksi gösteriyorlar; merkez bankalarının başkanlarının vereceği mesajlara ve basın açıklaması metnindeki bazı kelimelere göre spekülatif pozisyonlarını daha da genişletiyorlar ya da işlerine geldiği gibi pozisyondan çıkıyorlar.
Varsayalım ki yarın FED Başkanı Powell, "Bu yıl ekonomimizin büyüme hızını artıracağını öngörüyoruz, bu yüzden 3-4 faiz artırımı yapabilir" dese, gerçekten piyasalar bunu fiyatlayacaklar mı? Daha makul örnek vereyim; TCMB sıkılaştırma veya temkinli ibarelerini kullanmasa para politikasını hemen gevşeteceği anlamına mı gelecek? Tabii ki hayır, sadece bu malzemeyi kısa günün karı olarak spekülatif kazanca çevirecekler.

3 TRİLYONDA KALIR

Amerikan ekonomisinin durumu ortada...
Tahvil verim eğrisi pozitif eğimden yataylaşmaya başladı. Yani ekonomik faaliyet hızının gerilediği ve enflasyonda yükselmenin beklenmediği bir durum belirginleşiyor.
Dolayısıyla "Federal Açık Piyasa Komisyonu" faizleri çok büyük olasılıkla aynı seviyede tutacaktır. Hatta yılın tamamında faizlerin bu seviyesinin sabit kalma olasılığı bile var. Zaman içinde ortaya çıkacak gelişmelere göre olasılık güçlenebilir.
Ancak bu aşamada piyasaları ilgilendirecek konu faizden çok bilanço normalleşmesi olacak. Ekonomiden soğuma sinyalleri gelirken FED bilançosunu 3 trilyon doların altına çekemez gibi görünüyor. Yaklaşık 1 trilyona yakın likidite çekecek kadar bir marjı var.
Gelelim diğer bir gündem maddesine...
ABD ve Çin arasında ticaret savaşlarına yönelik müzakere görüşmeleri de takip edilecek piyasalar tarafından. Seneye Kasımda başkanlık seçimi var Amerika'da...
Trump bir süre yarattığı küresel tedirginlikten beslendi belli oranda bunu siyasi prime çevirmesini bildi. Ancak yarattığı her tedirginliğin sonunda ABD ekonomisine de zarar vermeye başladığını gördü. Bu yüzden Çin ile daha fazla sıkıntı yaşamak istemeyebilir. Yeterince aba altından sopa gösterdi çünkü.

İÇSEL FAKTÖRLER BELİRLER

İngiltere'nin AB'den çıkışı da açıkçası piyasaları oyalayan bir konu haline geldi.
Uzlaşı ile mi yoksa uzlaşı olmadan mı ayrılacak olasılığı piyasalar tarafından fiyatlanmaya çalışılıyor. Soft Brexit pozitif, hard Brexit ise negatif etkileyecek piyasaları.
Tabi bizim piyasaları da...
Şimdilik rüzgarlar gelişmekte olan piyasalar lehine esiyor. ABD borsaları belli bir doyum noktasına ulaştılar. Ticaret savaşlarından etkilenen şirketlerin başında gelen Apple bile 2019 beklenen karını 110 milyar dolardan 80 milyara çekti. Dolayısıyla şirketlerin karlılıklarının vasata yakın olması da ABD borsaları için risk iştahını azaltıcı faktör olacak. Avrupa'nın durumu da pek farklı değil Amerika'dan...
Dolayısıyla getirilerin oldukça yüksek olduğu gelişmekte olan piyasalar yatırımcılar için cazip görünüyor. Geçen hafta gelişmekte olan ülkeler toplam 7 milyar dolar sermaye çekmişler. Türkiye Ocak ayında 3.4 milyar dolarlık tahvil ihracını rahatlıkla gerçekleştirdi. Sonuçta gelişmekte olan piyasaların denkleminde dışsal faktörlerden öte kendilerine özgü içsel faktörler yer alacak bu yılda. Daha açık bir ifadeyle kendi ekonomik hikâyelerine göre şekillenecek kurlar, faizler ve hisse senetleri...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.