Dünya Ekonomik Forumu'nun yıllık rutin toplantısı 3 gün önce İsviçre'nin Davos kasabasında başladı.
Bugün sonlanacak toplantıya liderlerden bakanlara, dev şirket CEO'larından akademisyenlere kadar oldukça geniş bir katılım söz konusu... Ancak her yıl düzenli olarak katılım gösteren ABD Başkanı, Fransa Cumhurbaşkanı ve İngiltere Başbakanı katılmadılar bu yılki toplantıya. Ana temayı İngilizceden birebir çevirdiğimizde tam olarak şu oluyor; 'Küreselleşme 4.0: Dördüncü Endüstriyel Devrim Çağında Küresel Yapı İnşa Etmek'.
Dünya Ekonomik Forumu, kendilerinin tanımına göre, kamu ve ortak işbirliği inisiyatifi... Platformun başlangıcı 1971'lere dayanıyor. Akademisyen Schwab Avrupalı şirketlere Amerikan şirket işleyişini empoze etmek amacıyla 'Avrupa Yönetim Forumu'nu kurmuş. Kıta Avrupa'sı yerine Anglo-Sakson modelin yanı sıra mülkiyetin daha geniş tabana yayıldığı ve şirket paydaşlarının yönetimde etkin temsil edildiği yapının daha faydalı olacağını anlatmak istemiş bu Forum yoluyla. Başarılı da olmuş. 1973 petrol krizi ve Bretton Woods uzlaşısının sonlanması ile küresel ekonomik kararların geniş platformlarda alınma ihtiyacı 1974 yılında siyasilerin katılımıyla Forum'u bugünkü yapısına kavuşturmuş.
ÜYELİK TÜRLERİ
Dünya Ekonomik Forumu'nda 4 temel üyelik şekli var. Birincisi ve en prestijlisi 'Stratejik Partnerlik'. Bu statüye toplam 100 üye kabul ediliyor ve 6 ayrı sistem inisiyatifine diğer bir deyişle komisyona katılabiliyorlar. Sonra 'Stratejik Partner Assosiate' üyelik geliyor. Bu üyeler çoğunlukla iş ve endüstrilerin geleceğinin şekillendirilmesi konuları ile ilgileniyorlar. En fazla 4 komisyonda temsil hakkı elde ediyorlar.
Partner üyeliği genellikle genel müdür ve yönetim kurulu başkan ve üyeleri düzeyindekiler alabiliyorlar ve 3 komisyona katılabiliyorlar. 'Associate Partner' üyelik tamamen üyelerin kendi alanlarında platformdan yararlanmalarını sağlıyor.
Üyelik aidatları kuşkusuz yüksek...
Stratejik partnerlikte yarım milyon dolarlar telaffuz ediliyor. Gerek katılımcıların kendi ve şirket profilleri gerekse ödenen aidat miktarları ister istemez bu forumun 'zenginler kulübü' olarak tanımlanmasının önünü açıyor.
Ne olursa olsun Dünya Ekonomik Forumu dışında siyasilerin, iş insanlarının, akademisyenlerin, konfederasyonların ve medyanın bir araya geldiği geniş bir katılım platformu yok. Bu yüzden herkesin sesini duyurması ve derdini atlatması için önemli bir fırsat ortaya çıkmış oluyor.
YATIRIM FIRSATLARI
Türkiye Maliye ve Hazine, Ticaret ve Dışişleri bakanları düzeyinde katılıyor bu yılki Davos'a. Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya da var tabii ki. Bakanların yanı sıra çalıştaylarda aktif olacak, hem de bakanlara destek verecek teknik heyet de var. Türkiye bu toplantıda çoğunlukla yabancı sermayeyi çekecek yatırım fırsatlarını anlatacak.
Gerçekten yabancı sermaye hayati önem taşıyor, sadece bizim için değil tüm ülkeler için de. Dış borçların çevrilmesinde ve cari açığın finansmanında portföy yabancı sermayeye, yatırım açığı açısından da doğrudan yabancı sermayeye ihtiyacımız var.
Aynı zamanda son yılda ivmelenen ihracatın biraz daha momentum kazanması gerekiyor, büyüme hızını belli bir seviyeye çıkarabilmek için. Umarız Davos toplantısından istediğimiz bu sonuçları çıkarabiliriz.
