• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Piyasa beklentileri CAHİT SÖNMEZ

Piyasa beklentileri

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17 Haziran 2019, 23:06

Malum yaz aylarında piyasalar sakinleşir, bizlere olduğu gibi piyasalara da rehavet gelir. Ancak birkaç yazdır bırakın sakinliği oldukça hareketli mevsim geçiriyoruz. Ekonomik gelişmelerden öte jeopolitik risk faktörleri bir türlü piyasa denkleminden düşmüyor.
Türkiye'nin Rusya'dan edineceği S 400 hava savunma sistemine yönelik Amerika'nın gönderdiği haddini aşan mektup, sözde yaptırım tehditleri içeren üst düzey kesimlerden açıklamalar ister istemez kurlar üzerindeki basıncı artırıyor. Aslında Merkez Bankası'nın geçen hafta yaptığı toplantıdan çıkan kararlar ve FED'in bu hafta olağan toplantısından çıkacak olası güvercin tonda söylemler kur ateşini düşürüyordu.
Jeopolitik risk faktörleri tabi ki sadece kurları negatif etkilemekle kalmıyor aynı zamanda borsa ve faizlere de olumsuz yansıyor. Risk algısı değişen yabancı sermayenin risk iştahı doğal olarak azalıyor, buna bağlı olarak hisse senetlerinde pozisyonlarını da azaltınca borsa geriliyor. BIST 100 Endeksi uzun süredir 95 bin sınırını aşamadı. Toparlanıyor gibi oluyor, zaten alım için uygun değerlere gelmiş hisse senetleri momentum hızını artırır artık diyoruz ama nafile.
Belirsizliklerin arttığı tam da bu süreçte Merkez Bankası ekonomiye ve piyasaya yön veren aktörlerin tahminlerini içeren bu aya ait beklenti anketini yayımladı.

67 ÜST DÜZEY KİŞİ KATILDI

Finans kesimindekiler ağırlıklı olmak üzere toplam 67 üst düzey profesyonelin piyasa beklentileri şöyle:

Doların yılı 6,30 seviyesinden kapatmasını öngörmüşler. Yani bugünden yılsonuna kadar kurlar yüzde 6,7 oranında yükselecek katılımcılara göre. FED'in ılımlı politikalara yeniden dönüş yapması ile Amerikan tahvilleri cazibesini kısmen yitirmeye başladı. Yüzde 3'lerin üzerine çıkan 10 yıllık tahviller şu sıralarda yüzde 2 sınırına kadar geriledi. Bu yüzden yabancı sermaye akımları risk algılarına göre yönlerini kısa aradan sonra gelişmekte olan ülkelere çevirdiler. Dolayısıyla portföy yabancı sermaye alımı önümüzdeki aylarda artabilir.
Cari açık finansmanı sorunu da cari açığın sıfıra yakınsamasıyla denklem dışı kalacak.
Bu nedenlerle doların TL karşısında yüzde 7'lik değer kazancının şimdilik makul göründüğü tespiti yapabiliriz. Yeri gelmişken şu eklemeyi de yapalım. Kurların makul seviyede yukarı gelmesi büyüme hızının dominosu haline gelen ihracata da olumlu katkı yapıyor.
Anket katılımcıları bir önceki anket döneminde Merkez Bankasının ağırlıklı ortalama fonlama oranının yüzde 25,36 düzeyinde gerçekleşmesini beklerlerken Haziranda bu tahminlerini yüzde 24'e indirmişler. Aynı şekilde devlet iç borçlanma senetleri faiz oranlarının da zamanla kademeli olarak iki yıl içinde yüzde 15,86'lara kadar gelmesini öngörmüşler.

G-20 HAYATİ ÖNEME SAHİP

Enflasyon konusunda Merkez Bankası kadar biraz iyimser görünmüyor katılımcılar.
Merkez Bankası yüzde 70 olasılıkla 6 ay sonrasının enflasyon oranını yüzde 14,6'larda gerçekleşmesini beklerken, anket katılımcıları 12 ay sonrasının enflasyon oranını yüzde 14,00 -14,99 aralığında olacağını tahmin ediyorlar. 22,4. Yüzde 29,3'ünün beklentileri ise yüzde 15,00 -15,99 aralığına kadar çıkıyor.
En karamsar oldukları parametre ise büyüme olmuş. Bir önceki ankette yılsonunda yüzde 0,3 büyümeye ulaşılacağı beklenirken bu ankette büyüme hızı beklentilerini neredeyse sıfıra kadar düşürmüşler.
Umarız jeopolitik faktörler piyasa denkleminden düşer de piyasalarda biraz sakin bir yaz geçirebilirler. Bu yüzden ay sonuna doğru yapılacak G-20 toplantısı hayati önem taşıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.