Geçen hafta Merkez Bankası beklentilerin üzerinde faiz indirimi yaparak politika faiz oranını yüzde 24'den yüzde 19,75'e kadar çekti. FED de bugün ve yarın toplantısını yapacak ve kararını Türkiye saati ile Çarşamba günü saat 21'de açıklayacak. Onlarda çok büyük olasılıkla faiz indirecekler. Ama indirim 25 baz mı yoksa 50 baz puanlık bir indirim olacak sorusu şimdilik zihinleri kurcalıyor. Merkez bankaları için faiz indirim ya da tersi yükseltim süreçlerinin başlangıçları piyasa aktörleri açısından çok önemlidir. Çünkü süreç ve sürecin devamıyla ilgili kritik sinyal vermiş olurlar. Diğer bir ifade ile izleyeceği indirim patikasında ne kadar agresif olacağının bir yerde işareti kabul ediliyor piyasa aktörlerince.
Daha önceki yazımda TCMB'nin kabaca 600 baz puan civarında faiz indirim marjının olduğunu belirtmiştim.
Tabi enflasyon oranın yılsonunu Merkez Bankası'nın öngörüsü paralelinde yüzde 14,70'lerde kapatması koşulu ile. Ancak Para Politikası Kurulu enflasyonun Nisan Enflasyon Raporunda vurgulanan yılsonu enflasyon tahminin altında tamamlayacağını düşünüyor. Bu nedenle marjın daha fazla olduğundan hareket ederek 425 baz puanlık indirimi rasyonel buluyor.
FİNANSAL İSTİKRAR
Oldukça hızlı bir başlangıç yaptı Merkez Bankası... Kurul enflasyon cephesinde olumlu gelişmeler olduğuna inanıyor. İkinci çeyrekte gıda ve enerji fiyatlarının yaptığı pozitif katkıya ithalat fiyatlarının da eşlik etmesiyle enflasyonda belirgin bir düşüş oldu. Enflasyondaki düzelmenin yanı sıra finansal istikrarın da önemine özel vurguda yapılmış.
Sonuçta TCMB faiz indirimine başladı ve kalan 3 toplantısında da devam edecek sürece. Bu bağlamda aldığı bu aksiyonların yansımalarını kredi piyasalarında gözlemleyeceğiz. Aynı oranda olmasa da özellikle konut ve otomobil kredilerinde hafif aşağı hareket gelebilir. Görülüyor ki Merkez Bankası iktisadi faaliyetleri iç talebi canlandırarak desteklemek istiyor.
Malum büyüme hızı son aylarda belirgin bir şekilde düşmüştü.
GELELİM FED'E...
25 Baz Puanlık İndirim.
Federal Açık Piyasa Komitesi 31 Temmuzda çok büyük olasılıkla 25 baz puan faiz indirerek fonlama oranını yüzde 2,00-2,25 aralığına getirecek. 50 baz puan ciddi sürpriz olur. Komite geçen ay Mart tahminlerini revize etmiş ve yılsonu enflasyon öngörüsünü yüzde 1,8'den yüzde 1,5 seviyesine indirmişti.
Büyüme oranında ise bu yılsonu öngörüsünü revize etmemiş ve yüzde 2,1'de bırakmıştı. Diğer temel parametrelerden işsizlik oranı da son 40 yılın en düşük düzeyinde.
Aslında FED'in şu aşamada faizleri 50 baz puan indirmesini gerektiren ekonomik koşullar mevcut değil.
Sonbaharda ISM (Tedarik Yönetim Enstitüsü) verileri ve Bej Kitapta duyurulan bölgelerdeki iktisadi büyüme hızlarında bir sorun olmaz ise FED'in toplam 4 toplantıda önünde 50 veya düşük olasılıkla en fazla 75 baz puanlık faiz indirim payı bulunuyor.
Sonuç itibarıyla başta kurlar olmak üzere finansal piyasalara yön verecek faktörler büyük oranda jeopolitik nitelikte olacak. Yani ABD Çin arasındaki ticaret savaşlarının seyri, ABD'nin İran'a karşı takınacağı politik tavırlar, İngiltere'nin AB'den çıkış seçenekleri, Ortadoğu coğrafyasındaki siyasi gelişmeler ve bunların yanı sıra bize mahsus, S-400 meselesi ve Doğu Akdeniz'de petrol arama süreçleri gibi, unsurlar kur faiz ve borsa üçgenini şekillendirecek.