TL’nin reel getirisi tatminkar mı?
Bir taraftan belirsizliklerin artması ve sonucunda güven eksikliğinin ortaya çıkması diğer taraftan Merkez Bankası'nın faiz indirimleri tasarruf sahiplerinin kafasını kurcalıyordu. Reel gelirlerde artış olmadığı için haklı olarak bireylerde tüketim kalıpları çerçevesinde alım güçlerini koruyabilecek yatırım araçları tercih etmeye çalışıyorlar. Bir yerde TL ve döviz arasında gelgit yaşıyorlar.
Bu süreçte tasarruf sahipleri ne yapmalı?
TL faiz oranlarını indirerek aslında Merkez Bankası büyümeyi desteklemeye çalışıyor.
Yani paranın maliyetini düşürerek hem bireylerin tüketim hem de firmaların yatırım yapma iştahlarını artırmak istiyor. İşte bu yüzden TL faizlerini aşağı çekmekle yetinmedi bankaların plase edecekleri kredi hacmindeki artış oranına göre bankaları "mükâfatlandıracak" önlemlere başvurdu. Kredi hacmindeki büyüme yüzde 15-20 oranlarına ulaşacak bankaların Merkez Bankasına verecekleri zorunlu karşılık sadece yüzde 2 olacak. Üstelik bu tutar Merkez Bankasında kaldığı sürece daha yüksek orandan nemalandırılacak.
Geçen hafta da döviz tevdiat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarını 100 baz puan yükseltti. Merkez Bankası'nın bu iki kararını bir arada değerlendirirsek niyetini rahatlıkla okuyabiliriz; "Büyümenin momentumunu artırmak için aldığım önlemler TL tasarruf sahiplerini getiri açısından tatmin etmeyebilir.
Bu yüzden dövize ikame olabilir. Bunu engelleyelim ki kurlarda yeniden yukarı yönlü riskler artmasın."
MERKEZ DİKKAT EDİYOR
Haksız sayılmaz Merkez Bankası... Henüz yapısal reformlar tamamlanmadığı için üretimde dışa bağımlılık halen yüksek seviyelerde.
Malum enflasyonun zirve yapmasında en etkili faktör kurlardan fiyatlara geçişkenlik idi. Yani birikimli kur etkisi enflasyona yukarı doğru basınç uyguluyordu.
Dolayısıyla ana hedefi fiyat istikrarı olan Merkez Bankası enflasyonu baskılamak için kurların makul seviyelerin üzerine çıkmasına izin vermemesi gerekiyor.
Peki, Merkez Bankası faizleri indirirken diğer tarafı onarmak için aldığı bu önlemler yeterli olacak mı? Tasarruf sahipleri TL yatırım araçlarında kalacak mı?
Öncelikle Türkiye İstatistik Kurumu'nun yaptığı "Finansal Araçların Reel Getirileri" çalışmasına değinelim, karşımıza çıkan resme göre para ikamesi olur mu olmaz mı sorusuna yanıt vermeye çalışalım.
Çalışma aylık, 3 ve 6 aylık ile yıllık enflasyon sonrası bazı finansal araçların getirilerini içeriyor.
ALTIN VE TAHVİL ZİRVEDE
Aylık gerçek getiriler şöyle;
Hem nominal hem de reel getiriler açısından altın zirveye yerleşmiş geçen ay itibarıyla.
Altındaki aylık getiri enflasyon sonrası yüzde 4,53'e ulaşıyor. Altını yüzde 2,64 getiri ile devlet tahvilleri izlemiş. İlginçtir mevduat halen reel düzeyde çok az olsa da pozitiflerde; yüzde 0,46. Aynı dönemde borsa, dolar ve euro yatırımcısına kaybettirmişler. Özellikle borsadaki bir aylık kayıp yüzde 3,84'leri buluyor.
Zaman dilimini 3 aya çıkardığımızda devlet tahvilleri enflasyon arındırılmış haliyle yüzde 15,85'lere ulaşıyor. Tahvili yüzde 7,94 ve yüzde 6,29 ile borsa ve altın izliyorlar. Dolar ve euro resmen 3 ayda yerlerde sürünmüşler.
Neden oldukları 3 aylık kayıplar yüzde 9'larda.
Yıllık getiri sıralaması da 3 aylık getiriler ile çok benzer... TL yatırım araçları reel olarak getiri sağlamışlar borsa hariç. Dolar ve euro yatırımdan almış.
Yukarıda özetlediğimiz getirilere göre karşımıza çıkan bu güzel resmi yadırgamamak lazım. Çünkü güçlü baz etkisi ve TL faiz oranlarının yüksek seviyeleri TL'nin cazip olmasını sağladılar. Zaten bundan sonra resim değişebileceği olasılığına karşın Merkez Bankası bu gayretleri gösterme zorunluluğu hissetti. Bir yere kadar Merkez Bankasının çabası sonuç verebilir. Ancak bir yerden sonrası tamamen tasarruf sahiplerinin duyacağı güvene kalıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.