Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekonominin önemli aktörü hane halkının, yani tüketicilerin geride bırakılan ve aynı zamanda gelecek 3 yada 12 aylık dönemde ekonomiye yönelik beklentilerini ölçen "Tüketici Güven Endeksi" çalışması yapıyor. Yıl içinde 55'lere kadar gerileyen endeks, bu ay 58,3 seviyesine gelmiş. Mevcut duruma göre tüketiciler ekonomiye tam anlamıyla güven duymuyorlar.
Çalışmanın detaylarına değinelim, ön plana çıkaracağımız unsurlara dayanarak ileriye yönelik tahmin yapmaya çalışalım...
Çalışmada 18 soru yöneltiliyor.
Alınan yanıtlara göre hesaplanan alt endeks değeri 100'ün altında ise güven duyulmadığı, diğer bir deyişle umutlu olmadıklarını, 100'ün üstünde ise güven duyduklarını gösteriyor.
En dikkat çeken sorulardan birisi de "hane halkının içinde bulunduğu mali durum". Tüketicilerin bu soruya yanıt sonrası endeks değeri 69,6 seviyesinde oluşmuş. Önceki aylardaki değerinin biraz üzerine çıkmış. Gelecek 12 aylık dönemde maddi durumları ile ilgili beklenti yönelik çıkan sonuç ise 77,8'de.
BORÇ KULLANMA İŞTAHI
Benzer şekilde "gelecek 3 ayda tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanacak mısınız?" kritik sorusuna verilen yanıtlar sonucunda endeks değeri 35 seviyesinde hesaplanmış. Görüldüğü gibi tüketicilerin borç kullanma iştahları fazla yok. Tam da bu noktada Merkez Bankası'nın bankalara kredi hacimlerini genişletmelerini sağlamak amacıyla aldığı önlemin ne kadar anlamlı olduğunu konusuna da kısaca değinmeliyiz.
Şu gerçeğin altını çizelim öncelikle; mevcut koşullarda Türkiye ekonomisinin yüzde 3-3,5'lar seviyesinde büyümesi için kredi hacminin yüzde 15 artması gerekiyor. Geçen senenin bu ayına göre bankaların kredi hacmindeki artış oranı sadece yüzde 0,22 olmuş. Kamu bankalarını çıkardığımızda oran negatife iniyor. Evet, kredi hacmi artmalı. Ama bunu sağlamanın yolu kredi hacmini artıracak bankadan daha az zorunlu karşılık almak değil.
Banka kredi vererek riski artarken, Merkez Bankası daha az karşılık alacak.
Bilimsel gerçeğe ters bir durum açıkçası...
Tamam, bunu da geçelim. Acaba bankaların kredi dönüşlerinde sorun yaşadığı bir iklimde daha fazla kredi verme iştahları olabilir mi? Aynı şekilde tüketicilerin ve şirketlerin ileriye yönelik belirsizlik algıları varken kredi talepleri olabilir mi?
GÜVEN UNSURU ÖNEMLİ
Konuya geri dönelim. Mevcut durumu analiz etmek için yöneltilen "dayanıklı tüketim malına yönelik harcama yapma düşünceniz var mı?" sorusuna katılımcılar bir önceki aya göre karamsar olduklarını yansıtan yanıt vermişler.
Aynı zamanda gelecek 12 ayda tüketici fiyat endeksinde ortaya çıkan değişikliğin kendileri adına olumsuz olacağı tespiti yapmışlar.
Bazı alt sorulara baktığımızda tüketicilerin konut ve otomobil almak için henüz iştahlarının artmadığını da görüyoruz. Yani bir süre daha temkinli olmayı tercih ediyorlar. Zaten gelirler artmadan, maliye politikaları ile vergi yükü azaltılmadan en önemlisi güven tesis edilmeden kredi kanallarının teşviklerle genişletilerek tüketicilerin tüketimlerini, firmaların yatırım harcamalarını artırmalarını beklenmek çok rasyonel olmayacaktır.