Çarşamba günü ABD Merkez Bankası FED piyasaların beklentisi yönünde karar alarak federal fonlama oranını değiştirmedi ve yüzden 1,50- 1,75 aralığında tuttu. Federal Açık Piyasa Komitesinden asıl beklenen ileriye yönelik projeksiyonları ve vereceği mesajlardı. Buradan en yakın faiz indirim tarihini ve yeni bir parasal genişlemenin olasılığını öngörmek istiyordu piyasa aktörleri. Malum FED diğer merkez bankalarının politika uygulamalarında belirleyici rol üstlendiğinden aldığı ve alacağı aksiyonlar tüm ekonomi ve piyasaları yakından ilgilendiriyor.
Bu bağlamda FED'in son toplantısından çıkan kararların daha doğrusu Başkan Powell'ın verdiği mesajlardan gelişmekte olan merkez bankalarının faiz indirimi bakımından önlerinin açıldığını söyleyebiliriz. Kısacası FED'in yeniden "güvercin tona" geçmiş olması, 2020 yılında faizlerin mevcut seviyelerini koruyacak olmaları kuşkusuz Merkez Bankası'nı da rahatlattı.
ENFLASYONU ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Enflasyonun geldiği nokta itibarıyla, tabi risk primi de dahil, Merkez Bankası'nın 100 baz puanlık bir faiz indirim marjı vardı. Geçen ay enflasyon iki aylık baz etkisinin ortadan kalkması ile yüzde 10,56 seviyesine gelmişti. Gerek hükümetin gerekse Merkez Bankası'nın Aralık enflasyonu sonucunda 2019 yılı beklentisi yüzde 12. Tam da bu noktada bir ekleme yapalım; enflasyon hedeflemesi rejiminde gerçekleşen enflasyon seviyesi yerine geleceğe ilişkin enflasyon beklentilerine göre de politikalar şekillendirilebilir.
Buradan hareketle şunu tespitleri yapabiliriz. Merkez Bankası gelecek yıl enflasyonun tek hanelere gelmesini öngörüyor. Bu durumda faiz indirim süreci biraz daha devam edecek. Kurlar sakin seyrediyor. Özellikle FED'in dış borcu yüksek ülkeleri rahatlatıcı tutumu kurların gelecek yılda pek sorun yaratmayacağını, kurların tansiyonunun stabil gideceğini gösteriyor. Enflasyonun yükselmesinde aslan payına sahip gıda fiyatları da ılımlılaşmış görünüyor. İklimsel koşullardan arz cephesine baskı olmaz ise 2020'de gıda fiyatları enflasyona yukarı yönlü baskı yapmaz.
FAİZ 200 BAZ PUAN DÜŞÜRÜLDÜ
Çıktı açığı da enflasyonun gerilemesine katkı yapıyor. Gerçekleşen çıktı ile potansiyel çıktı arasındaki fark negatif yönde ise ki mevcut durum aynen böyle, ekonomi zayıf talepten kaynaklanan arz fazlalığı ve atıl kapasite nedeniyle enflasyonda düşüş olacağı öngörüsü yapılabilir.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım çerçevede Para Politikası Kurulu politika faiz oranını 200 baz puan aşağı çekerek yüzde 12 seviyesine getirdi. Aynı zamanda Kurul enflasyondaki düşüş sürecinin devam edeceğini bekliyor. Bu beklentinin gerçekleştirilmesi için şu koşulları da takip edecek Kurul; ülke risk priminin gerilemesi ve uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi. Görünen o ki Kurul fiyat istikrarı ana hedefinden taviz vermeden yani sıkı duruşunu koruyarak büyümeyi de bir taraftan ivmelendirmeye çalışıyor. Tabi Merkez Bankası'nın amacına ulaşması için piyasaların da bu karar ve görüşlere katılması gerekiyor. Özellikle de tasarruf sahiplerinin... Mevcut koşullarda hane halkının tüketim yapma, firmaların da yatırım yapma iştahları biraz düşük. Aynı şekilde bankaların kredi verme iştahlarının da iyi olmadığını izliyoruz. Dolayısıyla iç talebin canlandırılması ve büyümeye katkısı zaman içinde olacak gibi.