Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekonomiye yön veren temel aktörlerden hane halkının yani tüketicilerin ekonomiye ne denli güvenliklerini ölçen çalışma yapıyor.
"Tüketici Güven Endeksi" mevcut durumu ölçümlediği gibi geride bırakılan ve aynı zamanda gelecek 3 ve 12 aylık dönemde ekonomiye yönelik beklentileri de değerlendiriyor. Pandeminin başladığı Nisan ayında 80'lerin altına gerileyen endeks bu ay hafif yükselişle 83.3 seviyesine gelmiş. Mevcut duruma göre tüketicilerin ekonomiye duydukları güven hafif artmış.
Ancak güven sınırı olan 100 düzeyine gelmek için biraz daha yol almak gerekiyor.
Endeksin detaylarına değinelim, ön plana çıkaracağımız unsurlara dayanarak ileriye yönelik tahmin yapmaya çalışalım...
TÜİK katılımcılara 18 soru yöneltiyor.
Alınan yanıtlara göre hesaplanan alt endeks değeri metodolojik açıdan 100'ün altında ise güven duyulmadığı, 100'ün üstünde ise güven duyduklarını gösteriyor. Ön plana çıkan sorulardan birisi de "hane halkının içinde bulunduğu mali durum". Tüketicilerin verdiği yanıtlardan mali durumları konusunda pek iyimser olmadıklarını görüyoruz; mevcut mali durumlarını yansıtan alt endeks değeri 75 seviyesinde oluşmuş ki bu genel değerinde altında kalıyor. Gelecek 12 aylık dönemde maddi durumları ile ilgili beklenti yönelik çıkan sonuç ise 83,6. Az da olsa geleceğe yönelik bir umut besliyor tüketiciler.
SIKILAŞTIRMA ETKİLİ OLMUŞ
Benzer şekilde "gelecek 3 ayda tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanacak mısınız?" kritik sorusuna verilen yanıtlar sonucunda endeks değeri 51.9 seviyesinde hesaplanmış. Görüldüğü gibi tüketicilerin borç kullanma iştahları fazla yok. Aynı şekilde gelecek 12 ayda konut ve otomobil tüketimine yönelik sorulara da TÜİK büyük oranda "hayır" yanıtı almış. "Gelecek 12 ayda konut satın alma ya da inşa ettirme" alt endeksinin değeri sadece 10.7'de kalıyor.
"Gelecek 12 aylık dönemde otomobil satın alma" alt endeksi de benzer şekilde ortalamanın çok altında gerçekleşmiş: 15,6.
Dayanıklı malların satın alınmasına yönelik verilen yanıtlar da iç açıcı değil. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz. Merkez Bankası'nın sıkı para politikası kısmen amacına ulaşmış.
Malum Merkez Bankası üçüncü çeyrekte gelen rekor büyümeyi sağlayan kredi bolluğunun faizleri yükselterek önüne geçmeye çalışmıştı.
Hem mevcut durumda hem de gelecekte tasarruf eğilimlerine verilen yanıtlar gerçekten dikkat çekici. Tüketiciler 12 aylık süreçte ne yazık ki tasarruf edebileceklerini düşünmüyorlar. Tüketim ve aynı zamanda tasarruf iştahlarının olmaması sonuçlarını yan yana getirdiğimizde gelirleri ile ilgili kaygılarının olduğu sonucuna varabiliyoruz.
GELECEK İÇİN DAHA İYİMSERLER
Yine de pozitif baktıkları pencereler var tüketicilerin. Yarı dayanıklı tüketim mallarını gelecek 12 ay içinde tüketme eğilimine sahipler. Zaten 100 değerinin üzerine çıkmış tek alt endeks bu soruya yönelik olmuş.
Yine aynı süreçte genel ekonomik durumla ilgili beklentilerinin de iyimser olduğunu sonuçlardan izleyebiliyoruz.
Tüketicilerin ve üreticilerin ekonomik aktör olarak misyonlarını yerine getirmeleri için ekonomiye güvenmeleri gerekiyor. Aksi takdirde tüketiciler tüketimlerini üreticiler de yatırımlarını ötelemeyi tercih ediyorlar.
Son üç aydır ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası'nın rasyonel politikalara yönelmeleri ve ihtiyaç duyulan mesajları vermeleri güvenin yeniden inşa edilmesi için önemli bir başlangıç oldu. Merkez Bankası'nın dün verdiği kararın anlamına bir sonraki yazımda değineceğim.