FED’den gelen sinyaller güçleniyor
Küresel ekonominin özellikle de gelişmekte olan ülkelerin deyim yerinde ise kaderlerini belirleyecek olan FED'in olası aksiyonları ile ilgili resim her geçen gün netleşmeye devam ediyor.
Bu hafta Federal Açık Piyasa Komitesi'nin son toplantısına ait tutanaklar yayımlandı.
Ne yazık ki satır aralarından beklentilerin biraz ötesinde şahin tonda detaylar çıktı.
Tutanaklara ek olarak bir de ABD ekonomisinin güçlendiğine dair bazı veriler de piyasa denklemine dâhil oldu. Piyasalar hiç durur mu hemen fiyatlamaya başladırlar bile.
Kritik sorumuz şu; güçlenen sinyaller piyasaları nasıl etkiler? Önce güçlenen sinyallere kısaca bakalım. Komite üyeleri ki bunlar bölge FED başkanları ile FED Başkanı Powell ve yardımcıları, seneye ABD ekonomisinin güçleneceğini tahmin ediyorlar. Enflasyon baskısının da arttığı ve genele yayıldığı tespitleri de dikkat çekiyor. Komitenin çoğunluk üyesi enflasyonun Komite'nin orta vadeli hedefleri ile tutarlı seviyelerden yüksek olma olasılığına vurgu yapmışlar.
Bu durumda yani öngörüleri gerçekleşir ve enflasyon yüksek seyretmeye devam ederse varlık alım hızını yeniden ayarlamaları gerekebilecek. Tabi buna ek olarak FED faiz hedef aralığını önceden öngörülenden daha erken ayarlamaya hazır olmalı vurgusu da yer alıyor tutanaklarda.
Kısacası bundan sonra şahinleşen bir FED olacağı görülüyor.
MAKROEKONOMİK VERİLER
ABD ekonomisinin güçlendiğini teyit eden bazı makroekonomik veriler de geldi hafta içinde. Son 50 yılın en düşük işsizlik başvurusu sayısını ilk sıraya koyalım.
Konut satışlarında hareketlenme ve üçüncü çeyrek beklentilerinin üzerinde yüzde 2,1'lik büyüme de FED'in olası aksiyonlarının neler olacağı yönünde ipuçları veriyor.
Piyasalara yansıma doğal olarak doların güçlenmesi ile başladı. Dolar Endeksi 96,69 seviyesine çıktı. Yine doların güçlendiğini gösteren ABD tahvil faiz oranları ise 5 yıllıkta yüzde 1,34, 10 yıllıklar ise yüzde 1,64 düzeyine yükseldi. ABD tahvil faiz oranlarının artması ile gelişmekte olan ülke eurobond faiz oranlarında da az da olsa bir yuları yönlü hareket başladı.
Örneğin Türkiye'nin 10 yıllık eurobond faiz oranları yüzde 7 sınırını aştı.
HİSSE SENETLERİ NASİPLENDİ
Altın tarafından da doların güçlendiğini sanki kabullenmiş yönde tepki geldi. Altına dayalı borsa yatırım fonları son aylarda yaklaşık 25,5 ton altın boşalttılar portföylerinden.
Bu fonların Kuzey Amerika ve Avrupa coğrafyasında yer aldıkları detayını da atlamayalım. Altının ons fiyatındaki düşüşü frenleyen Asya Pasifik ülkelerindeki borsa yatırım fonlarının 4 tona yakın altını portföylerine eklemeleri oldu.
Doların güçlenmesini fırsata çeviren araç açıkçası hisse senetleri oldu. Türkiye gibi ulusal parası fazla değer kaybeden ülkelerin borsalarına yabancı sermaye girişlerine tanık olduk son birkaç haftadır.
BİST 100 Endeksinin soluksuz yükselmesi ve yabancı payının yüzde 40'dan yüzde 43'lere çıkmasının bir nedeni de dolar bazında ucuzlayan cazip payların olmasıydı. 15 Aralıkta FED'in son toplantısı var. Büyük olasılıkla varlık alım miktarının azaltılmasını hızlandıracaklar ve gelecek yıl için faiz artırımlarını daha yüksek tonda dile getirecekler gibi. Haziranda birinci Eylülde ikinci faiz artırımı fiyatlanmaya başlanacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.