• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yatırım araçları arasında Ekim’den sonra fark açılmış CAHİT SÖNMEZ

Yatırım araçları arasında Ekim’den sonra fark açılmış

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10 Aralık 2021, 22:42

TÜİK'in Kasım ayı "Finansal Araçların Reel Getirileri" çalışması altın ve dövizin getirisi ile TL mevduat ve devlet iç borçlanma senetlerinin enflasyon sonrası getirileri arasında Ekim ayı itibarıyla başlayan farkın geçen ay daha da belirgin hale geldiğini gösteriyor.
Merkez Bankası Eylül ayına kadar iletişim politikası çerçevesinde "politika faiz oranını" enflasyonun üzerinde tutacağını açıkça piyasalara duyuruyordu. Ancak 23 Eylül toplantısında 100 baz puanlık indirim ile politika faiz oranını manşet enflasyonun altına çekince işler değişti.
Bankaların faiz indirimleri karşısında verdikleri tepkiler malum... Merkez Bankası'ndan kısa vadeli kaynağı politika faiz oranından elde edebildiği için mevduat faizlerini zaman kaybetmeden aynı seviyelere çekiyorlar.

MEVDUAT GERİLİYOR, DİBS ÇIKIYOR
Ancak kredi faiz oranlarında aynı tepkiyi vermiyorlar. Tabi haksız sayılmazlar.
Verdiği kredinin geri ödememe riskini de belirleyeceği faiz oranına dahil etmeleri gerekiyor. Diğer taraftan artan risk primi (CDS) karşısında devlet iç borçlanma senetleri faiz oranları da tam tersi reaksiyon veriyor. Yani bırakın geri çekilmeyi yükseliyor. Ne yazık ki bu durumda bankaların elde ettiği kaynak maliyeti ile Hazinenin borçlanma maliyeti arasındaki makas açılınca bankalar riske girip kredi vermek yerine yüzde 15 ile aldıkları parayı yüzde 20 civarından Hazineye borç vermeyi tercih ediyorlar. Sonuçta her fırsatta dile getirmeye çalıştığım gibi mevduat düşerken devlet tahvilleri faiz oranları yükseliyor ve her ikisi de reel olarak negatif getiriye iniyor.
Kasım ayında TL mevduatlarının manşet enflasyondan arındırılmış getirisi yüzde -2,71, maliyet enflasyonu sonrasında ise yüzde -11,18 seviyesinde gerçekleşmiş.
Piyasa faiz oranları ile negatif korelasyona sahip devlet tahvillerinin de her iki enflasyon çıkarıldıktan sonra getirileri sırasıyla yüzde -5,33 ve yüzde -13,57 olmuş.
Tahmin edeceğiniz gibi hem dolar ons fiyatına hem de kura duyarlı altın getirisi enflasyon sonrasında da oldukça tatminkar düzeylere kadar çıkmış. Yeri gelmişken kısa bir hatırlatma yapalım.
Altın fiyatları dünyada dolar ons üzerinden belirleniyor. Türkiye için geçerli fiyat onsun grama ve ons fiyatının TL'ye çevrilmesi ile ortaya çıkıyor. Kurla çarptığımız için dünyada altın dar bantta dalgalansa bile kur artışı Türkiye'de altın yatırımcısı için yeterli olabiliyor. TÜİK'e göre geçen ay altın TÜFE sonrası yüzde +15,93'e, Yİ-ÜFE sonrasında da yüzde+9,10'a tırmanmış. Altını hisse senetleri izlemiş.
TL'nin değer kaybetmesiyle borsa şirketlerinin piyasa değerleri de düştüğünden yabancıların ilgisi artmış ve artmaya da devam ediyor. Buna döviz trenini kaçıran yurtiçi yerleşikler de eklenince BİST 100'ün bir aylık gerçek getirisi yüzde 13,34'e kadar çıkmış.

RESİMDE TL LEHİNE GELİŞME OLUR
Hisse senetlerinin hemen ardından dolar ve euro geliyor. Onların getirileri de iki hanelere ulaşıyor. Doların yüzde +12,72, euronun ise yüzde+10,81 seviyesinde getirisi söz konusu olmuş Kasım'da. Daha fazla rakamlarla sizleri bunaltmayım.
3 ve 6 aylık verilerde de benzer resmi görebiliyoruz. Resmin nasıl değişebileceğini hepimiz gayet iyi biliyoruz. Merkez Bankası'nın enflasyonu dikkate alan ve bunun sonucunda, tabi risk primi de dâhil, oluşacak reel getirilerinin düzeyinin tasarruf sahipleri açısından TL'de kalmak için ne kadar tatminkar sorusunun yanıtını iyi veren bir para politikası uygularsa işte o zaman resimde TL lehine gelişmelere tanık olabiliriz. Aksi takdirde fark daha da açılır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.