Avrupa Merkez Bankası'nın para politikası kurulu olan "Governing Council" toplantısı yapılacak. Tesadüf bu ya, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu da aynı gün Temmuz toplantısını gerçekleştirecek.
Eylül ayından bu yana Merkez Bankası'nın kararını tahmin etmeye gerek yok.
Daha doğrusu yüzde 14'e kadar çekildikten sonra indirim sürecinin devamlılığı ile ilgili çok küçük de olsa bir olasılık dışında politika faiz oranının mevcut seviyesinin korunacağı piyasalarca öngörülebiliyor. Politika faiz oranı pasifleştirildiğinden temel makroekonomik verilerden bağımsız belirleniyor. Aynı zamanda piyasalar için kritik öneme sahip basın duyurusu ve tutanaklar da pek merak edilmiyor. Çünkü enflasyon tanısı yurtdışı gelişmelere bağlanıyor ve beklenti yönetimi çerçevesinde ileriye yönelik verdiği mesajlar zayıf kalıyor. Ancak Avrupa Merkez Bankası toplantısı piyasalar nezdinde önemli. Bu sefer faiz artırımına gidecek gibi görünüyor.
25 baz puan piyasalarca fiyatlanıyor.
Yüksek enflasyon nedeniyle 50 baz puanlık faiz artırım olasılığı da pas geçilmiyor. Şu an politika faiz oranı yüzde 0. Marjinal fonlama oranı ise yüzde 0,25, bankaların AMB bünyesinde açtıkları mevduat hesabı faiz oranı ise yüzde -0,50 seviyesinde.
FİYAT İSTİKRARI VURGUSU
AMB bu ay başı itibarıyla varlık alım programını sonlandırdı. Ama FED gibi aktifinde itfa olan varlık kadar yenisini alacak.
Yani piyasadaki euro likiditesini azaltmayacak.
AMB her ne kadar enflasyonu önceliklendirse de büyüme hızını da dikkate almayı ihmal etmiyor. Yeri gelmişken web sitesinde yer alan bir cümlenin Türkçesini sizle paylaşayım. "Fiyat istikrarı, para politikasının ekonomik büyümeye yapabileceği en iyi katkıdır." Euro Bölgesi büyüme hızı son çeyrek yüzde 0,6 seviyesinde idi. Yıllık bazda ise yüzde 5,6'ya denk geliyor. Amiral gemiler Fransa ve Almanya'nın büyüme performansları ortalamanın altında seyretmeye devam ediyor. Dolayısıyla AMB yüzde 8,6'ya yükselmiş olan (sizler yazımı okuduğunuzda büyük olasılıkla biraz daha yukarı çıkmış olacak) enflasyonu dikkate alarak faiz artırım sürecini başlatacak. AMB'ye göre enflasyonun temel nedenlerinin başında yükselen enerji ve gıda fiyatları geliyor.
Rusya Ukrayna savaşı doğal olarak Avrupa coğrafyasını daha fazla etkiliyor. Zira boru hatları nedeniyle Avrupa doğalgaz ihtiyacının büyük kısmını Rusya'dan karşılıyor.
Kısacası AMB 25 baz puan faiz artırımına gidecek ve ileriye yönelik önemli sinyaller de verecek süreçle ilgili. AMB kararları neredeyse dolara eşitlenmiş olan euroyu bir miktar hareketlendirebilir. Açıkçası iyi de olur. Türkiye'nin ihracat ve turizm gelirlerinde euronun tam tersi ithalat ve dış borçlarında da doların ağırlığı var.
SİNYALLER GELMEYE BAŞLADI
Gelelim PPK'ya... Yazımın başında da vurguladığım gibi Merkez Bankası kararları ve açıklamalarıyla "politika faiz oranını daha da indirmesin yeter" noktasına geldi. Bu yüzden piyasaları etkileyecek bir öneme sahip olmayacak Perşembe yapacağı toplantı. Bu yüzden AMB'den sonra gözlerimiz FED'de olacak. Her ne kadar Haziran enflasyonu beklentileri aşarak yüzde 9,1'e kadar çıkmış olsa da 27 Temmuz akşamı Başkan Powell'dan 75 baz puanlık faiz artış haberini alacağız eğer son anda bir değişiklik olmaz ise. Tam olmasa da durgunluğa giden bir ekonominin sinyalleri kısmen gelmeye başladı. Bu yüzden Temmuz toplantısı dışında kalan 3 toplantıda faiz artırımlarında yeniden 50 baz puana dönüş yapabilir FED. Faiz kararı halihazırda piyasalarca fiyatlanmış durumda.
Beklenen Powell'ın vereceği mesajlar olacak. Yazımı üç merkez bankasının olası kararlarını yan yana getirerek sonlandırayım.
AMB ve FED tarafından gelecek faiz artışları, aynı zamanda Türkiye'de yükselecek enflasyon, reel faiz oranının daha da negatif seviyelere gerilemesine ve CDS puanının yükselmesine neden olacak.