• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Bir Çin-Tayvan gerginliği eksikti! CAHİT SÖNMEZ

Bir Çin-Tayvan gerginliği eksikti!

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Ağustos 2022, 20:55

Bu kadar hızlı değişen küresel ekonomi ve piyasa gündemine daha önce tanık olmamıştık.
Önceleri gelişmekte olan ülkelerde yoğunlaşan, gelişmiş ülkeleri pas geçen krizler aralarda nefes alabiliyordu küresel ekonomiye. Çünkü sermaye bu kadar akışkan, dış ticaret bu hacimde ve ülkeler arz tedarikleri açısından birbirlerine bu denli bağlı değillerdi.
Ancak 2000'li yıllara girişle hem siyasi hem de ekonomik gündem daha dinamik hale geldi. 2008 küresel krizin ardından toparlanmaya çalışan ekonomiler bir anda kendilerini pandemi gibi yüz yılda bir görülen sorunun içinde buldular. Ekonomik nedenlerle ortaya çıkan ekonomik krizlere karşı bağışıklığı olan küresel ekonomi ve piyasalar böyle bir krizle ilk kez tanışmışlardı. Arz ve talep şoklu krize karşı refleksi olmadığından para ve maliye politikalarını sonuna kadar gevşeterek düzlüğe çıkmaya çalıştılar.
Pandemi tarafında görülen kısmi düzelmeyle normalleşme sürecine adım atan küresel ekonomi Rusya-Ukrayna savaşı ile bir darbe daha yemiş oldu.

DİNAMİKLER DEĞİŞTİ
Gerçekten 2000'lerden sonra küresel ekonominin dinamikleri gözle görülür bir şekilde değişti. Ülkeler üretimde ve tüketimde birbirlerine daha da bağımlı hale geldiler. Bu gerçeği Rusya-Ukrayna savaşı ile teyit etmiş olduk. Örneğin Almanya'nın büyük oranda Rus gazı ile enerji ihtiyacını karşıladığını gördük.
Ukrayna'nın tahıl arzını yapamaması ile Afrika ülkelerinin açlıkla karşı karşıya kaldıklarını gördük. Şuraya gelmeye çalışıyorum. 90'lı yıllarda Arjantin'de ya da Meksika'da ortaya çıkan kriz reel ekonomiyi çok etkilemiyordu. Lokal bir kriz ya da en fazla gelişmekte olan ülke krizi boyutunda kalabiliyordu. Ama küresel ekonomide ölçek olarak GSYH büyüklüğü olarak sıralamanın altlarında kalan Rusya ve Ukrayna'daki siyasi sorun küresel ekonominin sorunu haline gelebiliyor. Küresel ekonomiye enerji ve gıda tarafından yaptığı baskılarla tarihi yüksek enflasyonlara neden olabiliyor, merkez bankalarının para politikalarını etkinsizleştirebiliyor.

TAYVAN EN BÜYÜK TEDARİKÇİ
Sonunda Çin-Tayvan krizine gelebildim.
Bugünlerde denkleme bu faktör eklendi. Ne olacak sanki iki ülke kozlarını paylaşır küresel ekonomi kendi gündemini uygular denebilir mi? Elbette hayır...
Çünkü Çin gibi dünyanın ikinci büyük ülkesi ile dünyanın 'çip tedarikinin' yüzde 65'ini sağlayan Tayvan konu olunca tabi ki küresel ekonominin kayıtsız kalacağını ya da etkilenmeyeceğini söylememiz mümkün değil. Zaten pandemi döneminde yaşanan çip krizinin bedellerini yaşayarak görmüştük. Günümüzde teknolojinin ekonominin her alanında kullanılıyor olması sonucu çip krizi reel ekonomiyi bazı sektörler hariç top yekun etkileyebiliyor.
Elektronik cihazlardan otomotive kadar geniş yelpazede yer alan ürünlerin hem üretimlerinde aksama oluyor hem de maliyetlerinden dolayı fiyatları yükseliyor.
1 dolar civarındaki çip 700 dolarlara kadar çıkmıştı pandemi döneminde.
Tayvan çip üretiminde yüzde 65'leri aşan paya sahip olmasının yanı sıra yarı iletken döküm pazarında da yarıdan fazla paya sahip. Apple firmasının bazı işlemcilerini de Tayvan üretiyor. Hatta ABD firmalarının bazıları no name yani isimsiz olarak aldıkları Tayvan çiplerini ve silikonlarını kendi markaları olarak piyasaya sürüyorlar. Bir önemli not daha düşelim.
Tayvan 90'ların ortalarından yakın zamana kadar Çin'e doğrudan yatırımlarda yapıyor. Yani Tayvan firmaları Çin'de üretim ve montaj merkezlerine sahipler.
Uzatmayayım. Resim oldukça net...
Yeni bir kriz kapıda... Umarız bu da Rusya-Ukrayna gibi batı doğu arası güç savaşlarına dönmez ve diplomasi ile en kısa sürede çözümlenir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.