Para Politikası Kurulu yılın ilk toplantısında beklendiği gibi "politika faiz oranını" değiştirmedi ve yüzde 9 seviyesinde tuttu. Zaten geçen Kasım ayı toplantısında indirim döngüsünü tamamladığının altını çizmişti. Dolayısıyla faiz kararı sürpriz olmadı. Ancak diğer toplantılar için faiz indirim olasılığını artıran bir tespit yaptı. Olası faiz indirimine dair verdiği sinyale geçmeden önce kendi penceresinden ekonomiyi değerlendirirken ön plana çıkardığı unsurlara değinelim.
PPK, diğer para politikası kurulları gibi toplantı sonrası dört paragraftan oluşan basın duyurusu yayınlıyor. Bu metinde yer alan cümleler hatta kelimeler bile iletişim politikası çerçevesinde ekonomi aktörleri açısından hayati önem taşıyabiliyor.
PPK dün toplantı sonrasında duyurduğu metinde bir öncekine göre bazı değişikliklere gitme ihtiyacı duymuş. Bir kaç örnek vereyim.
"Yılın son çeyreğine dair göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlama eğiliminin iç talepteki görece güçlü seyir ile telafi edildiğine işaret etmektedir." Eklenen bu cümle Merkez Bankası'nın kredi kanalı ile parasal aktarım mekanizmasını işletmeye çalıştığını gösteriyor.
Aslında parasal aktarım mekanizmasında toplam talep politika faiz oranı ile kontrol edilmelidir.
Ama Merkez Bankası bu temel para politikası aracını pasifize ettiğini açıklamıştı. Çünkü para politikalarının etkin kullanımında büyümeyi ön plana önceliklendirmişti.
ÖNLEM ALMAYA DEVAM EDİLECEK
İkinci ekleme ise liralaşmaya yönelik... "Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir". Geçen yılın son günlerinde Merkez Bankası bu yılın para ve kur politikalarını açıklamıştı. Alışageldiğimizden farklı olarak bu sefer başlığa "liralaşma" ifadesini de eklemişti. Faiz indirimine başladığından bugüne kadar makroihtiyati tedbirlerle banka ve hanehalkının varlık ve yükümlülüklerinde liranın ağırlığını artırmaya çalışıyor. Merkez Bankası önümüzdeki aylarda da bu tür önlemlere başvurmaya devam edeceğinin altını çizmiş oldu ilk toplantısında da.
Dezenflasyonist süreç küresel düzeyde başladığı için PPK enflasyonun yükselmesine neden olan unsurları bu basın duyurusundan çıkarmayı tercih etmiş. Daha önce enflasyonda gözlenen yükselişi jeopolitik gelişmeler ve bunun neden olduğu enerji maliyeti kaynaklı artışlara, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarına ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklara dayandırıyordu. Buna karşın bu metne "sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmıştır." cümlesini monte etmiş.
FAİZ İNDİRİMİNE BAŞLAMA OLASILIĞI
Gelelim önümüzdeki toplantılarda faiz indirimine yeniden başlama olasılığını yaratan tespitine...
Son duyurudan şu cümle çıkarılmış; "mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskleri dikkate alarak yeterli düzeyde olduğunu değerlendirmiştir." Demek ki yüzde 9 bundan sonrası için yeterli olmayabilir. Artık kısa süre kalan seçimleri de dikkate aldığımızda kredi kanalının biraz daha genişletilebilmesi gerekiyor ki bu da faiz indirimi gerektiriyor Kurul nezdinde. Oysa faiz indirimlerinin başta kredi olmak üzere mevduat gibi diğer faizleri etkilemediğini ve bu yüzden Merkez Bankası'nın makroihtiyati tedbirler uygulamak zorunda kaldığını görmüştük.