Akşam yemekten sonra, günün büyük kısmını okuyarak ve yazarak geçirdiğimden olsa gerek, ekran karşısında seriliyorum resmen. Film ve polisiye dizilerden başka sevdiğim şey, 'Survivor' izlemek. Yarışmacıları dedikodu yaparken veya didişip, ağlarken değil, sahada yarışırken izlemeyi seviyorum. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim, bir kısım köşe yazarı, yarışmanın ve yarışmacıların çok seksi olduğunu yazıyor/söylüyor. Gerçekten de 'Survivor'ı seyredip hallenen var mı izleyici arasında bilemiyorum ama olup biteni "Hımmm ne seksi" boyutuyla yorumlayan yazarlara şaşarak, bir yandan da kendimi sorguluyorum.
***
Aç, daha doğrusu çok aç ve çok yorgun bir grup insanı izlerken; dile getirdikleri acıları dinlerken, sorunlarına şahit olurken, ne ara fiziksel bir çekim yaşıyorlar ekrana bakıp anlayamıyorum. Kadın olarak ekranda saçı başı birbirine girmiş, yanlarında olsam muhtemelen ter kokusundan burnumu tıkayacağım, bronz ötesi bir tene ve lekeli bir cilde sahip olmuş erkeklerden hoşlanmıyorum belki; sorun bende yani... Erkek bakış açısı farklı olabilir, onlar için zayıf, yanık tenli, mini şortlu ve ne yaparsa yapsın yorulmayan genç kadınları izlemek, libidoyu coşturabilir.
***
Yine de "Çok seksi bir yarışma" moduna girmek, bana 'normal' gelmiyor. Nasıl gözle bakıldığı önemli sanki, cinsel açlıkla mı alakalı acaba? Tatminsizlikle mi? Yok boyumdan büyük laf etmeyeceğim, bilsem de söylemeyeceğim. Yarışmacılardan bazılarını güzel ya da yakışıklı bulmak ayrı ama olayı "seksi" boyutuna getirmek çok farklı. Empati yapma huyumdan vazgeçemiyorum şu anda bile; belki haklı oldukları yanlar vardır. Belki el ve ayaklarında yaralar çıkan, tırnakları uzamış, güneş lekesinin ciltlerini mahvettiği, yemek yememekten sinirleri laçka olmuş insanları seksi bulmanın bilimsel bir cevabı vardır. Belki 'horny' olmak ve her daim libidolu yaşamak iyidir. Belki benim acil olarak bir adaya yollanıp aç kalmaya ve kafamı dinlemeye ihtiyacım vardır, kimbilir... Belki Sahra da seksidir, Bozok da...
Açlık oyunları
Sadece açlık değil, hava şartları bile etkiliyor insanı. "Hava kapalı çok canım sıkılıyor" diyenlerden değilim ama bu cümleyi kuran çok kişiye tanık oldum. Buluttan nem kapanlara da! Şartlar insan karakterinde genetikten daha belirleyici... Bence öyle... Aç kalmadan, açlıktan sürünmeden empati yapamazsınız. Açlığın fiziksel açıdan sebep oldukları bir yana, ruhsal açıdan yarattığı yıkımlar çok korkunç boyutlara varabiliyor. Gerçekten de, izlediğimiz yarışma doğruysa, yaşananlar birebir ekrana yansıyor ve yarışmacılara iltimas geçilmiyorsa; Survivor'dakileri kutlamak lazım. Araba kullanırken ana avrat birbirine giren, eşinin bir lafıyla ortalığı dağıtan, çocuğu ağladı, gürültü yaptı diye kapıyı vurup çıkan adamların bahanesi nedir ki? Bir de açlıkla sınansa yurdum erkeği ortalık kan gölüne döner demek ki...