Türk polis teşkilatı, FETÖ'cülerden arındırıldıktan sonra önemli başarılara imza attı. 15 Temmuz'da asker üniforması giymiş FETÖ'cü hainlere karşı milletle beraber kahramanca mücadele etti. Güneydoğu'daki şehir merkezlerinde hendekler kazıp iç savaş çıkarmak isteyen PKK'nın yerle bir edilmesinde de başlıca rollerden birini oynadı. Ancak, anlaşılıyor ki, polisin içindeki "bazı çürük elmalar" hala görev başında. Çünkü bu "çürük elmaların" son günlerde yaptıkları, Türkiye'yi sabote etmekten başka bir şey değil. Bu "çürük elmaların" devletin resmi üniformasıyla toplumu birbirine düşürüp Türkiye'nin kaosa sürüklenmesini isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeleri kabul edilemez.
SARIKLI POLİS OYUNU
Polisimize neler oluyor" dedirten ilk olay Çanakkale'de yaşandı. Türkiye, Şanlıurfa'da sarık giydirilip Atatürk heykeline saldırtılan bir provokatörü konuşurken Bayramiç ilçesinde sarık giydirilmiş sakallı bir polis, resmi polis otomobilini kullanırken çıktı karşımıza. Nasıl olduysa bu kişinin polis aracı kullanılmasına izin verildi. Ardından, aynı polis Emniyet Müdürlüğü binasının önündeki polis otomobilini kullanırken çektirdiği bir fotoğrafı sosyal medyada paylaştı. Olay oldu. Bu şekilde, toplumun bazı kesimlerinin sinir uçlarına dokunuldu. Türkiye'de laiklik ile ilgili bir tehlike varmış algısı oluşturmak için oyunlar tezgahlayanlara malzeme verildi.
MÜCADELE SULANDIRILDI
Ardından, FETÖ ile mücadeleye zarar verecek bir olay yaşandı Aksaray'da. Polis, bir pazaryerine FETÖ operasyonu yaptı ve sebze satan bir teyzeyi FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı gerekçesiyle gözaltına aldı. Her nasıl olduysa, bu operasyon gazeteciler tarafından an be an görüntülendi ve tüm Türkiye'nin gündemine getirildi. Böylece, FETÖ'cü hainlerle mücadelede bazı haksızlıklar yapıldığına yönelik algı oluşturmak için oynanan kirli oyunlara malzeme verildi. FETÖ'cü hainler de hemen fırsatı değerlendirip yaygaraya başladı. Bu arada Bylock'un teyzenin üzerine çıkarılan telefon hattına gelini tarafından yüklendiği ortaya çıktı. Teyze de serbest bırakıldı. Ama iş işten geçti. Böyle bir durumun olabileceği, kameralar eşliğinde gözaltı işlemi yapılmadan önce düşünülmeliydi.
'GEZİ'Yİ KAŞIDILAR
Önceki gün İstanbul'da da Gezi benzeri bir kaos çıkarmak isteyen karanlık çevreleri sevindiren yeni bir olay yaşandı. Gezi olaylarında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, katıldığı bir eylemde 15 kişiyle birlikte polis tarafından gözaltına alındı. Gülsüm Elvan'ın yere yatırılıp ters kelepçe takılırken kolunun kırıldığı belirtildi. Bu olay Gezicileri bir anda coşturdu. Sosyal medyada yine devleti karalamaya yönelik bir yaygara koparıldı. Bu çevrelerce art arda kışkırtıcı mesajlar paylaşılarak toplumsal huzur dinamitlenmek istendi. Polisin, izinsiz yapılan gösteriye müdahele ederken daha hassas davranıp, Türkiye'yi karıştırmak isteyen bu çevrelere aradıkları malzemeyi vermemesi gerekiyordu.
İZMİR POLİSİNE YAKIŞMADI
Türkiye, bu olayları konuşurken İzmir'de de tam bir "rezalet" yaşandı. Alsancak'ta yürürken yanlarından geçen motosikletli iki kişi tarafından taciz edilen 19 yaşındaki Derya Kılıç ve 22 yaşındaki Seray Gürer, yardım istedikleri iki polis tarafından dövüldü. Daha önce geçirdiği trafik kazasından dolayı bir ayağı kırık olan Derya Kılıç'ı yere yatıran polis, tekme ve yumruklarla vurmayı sürdürdü. Saldırgan polislerin kendilerine "Size bu kılıkla az bile yapmışlar. Halinize bakın" dediğini öne süren genç kızlar, polisten şikayetçi oldu. İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, olayın görüntülerinin TV'lere yansıması üzerine iki polis hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Bu olay İzmir polisine yakışmadı. İzmirliler, kamuoyu vicdanını yaralayan bu olayın ardından adaletin hızla işleyerek gereğini yapmasını bekliyor. Tabi ki, kimse FETÖ, PKK, DEAŞ gibi eli kanlı terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele veren Emniyet teşkilatımızın genelini bu olaylar nedeniyle suçlayamaz. Polisimizin motivasyonunu düşürecek bir söylem içinde bulunacaklar ilk önce karşısında bu milleti bulacaktır. Ancak, bu olayların polis teşkilatı içindeki "çürük elmaların" temizlenmeye devam edilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
