Küresel güçler ve içerideki işbirlikçilerinin hedefindeki Türkiye, bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğunu gördü. Varlığını sürdürebilmek için de artık dışarıdan yapılan telkinlerle değil, kendi aldığı kararlarla yoluna devam etmeyi seçti. Zincirlerini kırdı.
Bu durum küresel güçleri ve içerideki uzantılarını çıldırttı.
FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerini daha bir hırsla üzerimize sürdüler ama Türkiye hepsinin hakkından geldi. Biz teröre darbe indirdikçe bu defa "çökmek" istedikleri her ülke için uydurdukları bir yalana sarıldılar:
"Türkiye otoriterleşiyor, demokrasiden uzaklaşıyor." "Türkiye'de bir diktatörlük kuruluyor" yalanıyla birlikte toplumun sinir uçlarına dokunacak provokasyonlar tezgahladılar. Bizi birbirbirimize düşürmeye çalıştılar. Diğer yandan dünya ekonomisini boyunduruk altında tutmak için kullandıkları kredi derecelendirme kuruluşlarını da devreye soktular. Türkiye'nin "yatırım yapılabilir" seviyede olan kredi notunu düşürttüler.
Amaçları, bir yandan toplumda kaos çıkarmak, diğer yandan da ekonomik krizi tetiklemekti.
Türkiye'yi tökezletip eskisi gibi kendilerine muhtaç hale getireceklerdi.
İŞBİRLİKÇİ CHP
Türkiye'de hukuk yok, bu yüzden artık kimse yatırım yapmaz" diyerek yatırımcıları kaçırmaya çalıştılar. Maalesef, CHP de bunlarla söylem birliği yaptı. Hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bırakın yabancı yatırımcıları ülkeye davet etmeyi, turist olarak gelmek isteyenlere bile "Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok, sakın gelmeyin" diye mesaj gönderdi.
Ancak, Türkiye ve Türk insanının kararlılığı bu oyunları bozdu. Tüm çabalarına rağmen toplum birbirine düşmedi, düşebileceği yönünde de en küçük bir sinyal vermedi. Türkiye'de Gezi benzeri bir ayaklanma çıkarmaya çalışanlar avuçlarını yaladı.
Türkiye'ye pusu kuran bu güçleri kahreden bir haber de dün ekonomiden geldi. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.2 büyüyen Türk ekonomisi, 2. çeyrekte de yüzde 5.1 büyüdü. Yatırımların arttığı görüldü. Büyüme verisinin açıklanmasının ardından "5 lirayı bulacak" dedikleri dolar da 3.40 liranın altını boyladı.
Bu rakamlar, Türkiye'de istedikleri kaosu ve ekonomik krizi çıkaramayan çevrelerin yüzünde bir Osmanlı tokadı gibi patladı.
AVRUPA ŞAŞKIN
Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) ile süren müzakerelerini durdurtmak isteyen Almanya'nın önemli yayın organlarından Der Spiegel Dergisi, Avrupa'yı ikiye katlayan büyüme rakamlarımız karşısında yaşadıkları şaşkınlığı ortaya koydu. Türkiye ile AB arasında yaşanan gerilimi "çatışma" olarak nitelendiren dergi, haberinde büyüme rakamlarının şaşkınlık yarattığını ifade etti.
Hiç kurusara bakmayın...
Hem siz hem de içerideki işbirlikçileriniz daha çok şaşıracaksınız.
Hatta dikkat edin de küçük dilinizi yutmayın. Çünkü, öncü veriler, Türkiye'nin 3. çeyrekte ve sonrasında da hızlı büyüyeceğini gösteriyor.
Türkiye'ye artık dizgin vuramayacaksınız...
En büyük kırılma noktası: S-400'ler
Siz, her gün Türkiye'ye karşı adımlar atacaksınız.
"AB ile müzakereleri sonlandıracağız" diye tehditler savuracaksınız. FETÖ ve PKK terör örgütlerine destek vereceksiniz. FETÖ'nün elebaşı Fetullah'ı ve üst düzey yöneticilerini ülkenizde barındırıp besleyeceksiniz. PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'ye silah yağdıracaksınız. Suriye'de adım adım oluşturmaya çalıştığınız terör koridorunun yanı sıra Kuzey Irak'ta da bir Kürt devleti kurmak için 25 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumunu tezgahlayacaksınız.
Yani bölünme sırasını adım adım Türkiye'ye getireceksiniz ve biz elimiz kolumuz bağlı sizi seyredeceğiz, öyle mi?
Çok beklersiniz...
Türkiye, küresel güçlerin tüm tepkisine rağmen bağımsız bir hava savunma sistemine sahip olmak için Rusya'dan S-400 füzesi alımını tamamlıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamayla Türkiye'nin füze alımı için kapora bile verdiğini duyurdu. Erdoğan'ın bu açıklaması artık geri dönüş olmayacağını net bir şekilde ortaya koydu.
Türkiye, küresel güçlerin tüm şantaj ve tepkisine rağmen geri adım atmadı. Bu, küresel güçlerle ilişkilerimizde şu ana kadarki en büyük kırılma noktası.
Türkiye'ye karşı tavırlarını değiştirmezlerse artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
