Kirli eller yine devrede
Türkiye'yi 15 Temmuz hain darbe girişimi başta olmak üzere tüm oyunlarına rağmen yıkamayan dış güçler ve içerideki uzantıları durmuyor. Başta sosyal medya ve bazı internet siteleri olmak üzere birçok kanaldan gerçeği yansıtmayan, çarpıtma haberlerle toplum provoke edilmeye çalışılıyor. Bir yandan "Şeriat geliyor" algısı oluşturulmaya çalışılırken, diğer yandan toplum Türk-Kürt-Ermeni, Müslüman-Gayrı Müslim, Alevi-Sünni olarak kutuplaştırılmak isteniyor. Son günlerde de piyasaya sürülen ve sosyal medya başta olmak üzere yayılmaya çalışılan 4 kuyruklu yalan da tutmadı.
Yalancıların mumu yatsıya kadar yandı.
İşte, o yalanlar ve gerçekler:
BİRA ÜZERİNDEN ALGI OPERASYONU
CHP yönetimindeki Zonguldak Belediyesi'nin işlettiği ve alkol tüketmenin yıllardır yasak olduğu Kapuz Plajı'nda bira içen iki kadın doktora polis tarafından Kabahatler Kanunu'nun 'Çevreye rahatsızlık verme' maddesini ihlal ettikleri gerekçesiyle 109'ar lira idari para cezası uygulandı.
Olay, büyütülerek vatandaşların alkol kullanıp kullanmama özgürlüğüne müdahale edildiği şeklinde yansıtılmaya çalışıldı.
Zonguldak'ın CHP'li Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, bir açıklama yaparak, spekülasyonlara son noktayı koydu.
"KURALLARA HALKIMIZ UYMAK ZORUNDADIR"
Akdemir, "Halkımızın huzuru konusunda elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bu nedenle belli kurallarımız var.
Zaten plajımızın kapısında o kurallarımız yazıyor. Halkımız kumsalda, çocukları ile birlikte denize giriyor. Alkol kullanmak isteyen vatandaşlarımız restoran kısmında alkol alabiliyor. Kumsalda içki kullanımı yapılmıyor. Bu kurallar kimsenin rahatsız olmaması adına var. Bu anlamda mesleğini sonradan öğrendiğimiz doktor arkadaşlarımız keşke daha makul ölçüde arkadaşlarımıza yardımcı olsalardı, konu buralara kadar gelmezdi.
Restoran kısmında böyle bir hak varken, sahilde alkol alınması ve görevli arkadaşlara yardımcı olunmaması durumunda uyarı anlamında müdahale yapılması gerekiyordu" dedi.
"Gerek zabıta personelimiz, gerek polis memuru arkadaşlarımız görevlerini kanunlar çerçevesinde yapmışlardır" diyen Akdemir, şöyle konuştu:
"Vatandaşlarımız Kapuz Plajını huzurlu, temiz, güvenli olduğu için tercih ediyor.
Yasakçı bir zihniyete sahip olmadığımızın, halkımızın huzuru ve güvenliği için kurallara uyulması gerektiğinin altını çiziyorum. Bayan arkadaşlarımıza karşı asla yanlış bir tavrımız olmamıştır olmaz da.
Bu konunun bu kadar büyümesinde de belediyemize karşı bir algı operasyonu yapılmak istendiğini düşünüyorum. Bir eğitimci belediye başkanı olarak bu tarz algılara ve düşüncelere, haberlere karşı olduğumu söylemek istiyorum. Konu bundan ibarettir. Toplumumuzda belli kurallar çerçevesinde, birlik ve beraberlik içerisinde yaşamamız gerektiğini düşünüyorum."
"CADI-KADI" KİTAPTA YOK
Son günlerde sosyal medyada ilkokul ders kitaplarından "Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur" gibi saçma ifadelerin yer aldığına dair paylaşımlar yapılıyor. Bu yöndeki birçok yalana bazı köşe yazarları da yer veriyor.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman da geçtiğimiz günlerde yazdığı bir yazıda "Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur" ifadesinin 4. sınıf ders kitaplarında yer aldığını iddia etti. Bu yalanı sosyal medyada yayanlardan biri de Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu oldu.
Ancak, iddia edildiği gibi 4. sınıf ders kitaplarında "Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur" diye bir ifadenin yer almadığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş, ders kitapları üzerinden yürütülen algı operasyonuyla ilgili açıklamalar yaptı. Durmuş, ilkokul 4. sınıf kitaplarının incelendiğini ve "Erkeğin okumuşu kadı, kadının okumuşu cadı olur" sözüyle ilgili yapılan iddiaların, kitapta olmadığını söyledi.
"KUTUPLAŞTIRMAK İÇİN GÜNDEMDE TUTUYORLAR"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, konuya ilişkin yapılan açıklamalarına rağmen iddiaların gündemde tutulmaya çalışıldığına dikkat çekti: "Bugün söylüyorlar, yarın da, öbür gün de yine söyleyecekler.
Niye söyleyecekler?
İstiyorlar ki toplumu kutuplaştırsınlar. İstiyorlar ki toplumun önüne sis perdesi koysunlar. Bir gazetede köşe yazarı 'Vardar Ovası'nı Atatürk çok severdi, bunu niye çıkardınız?' diyor. İnsaf. Aç bir oku programı da Vardar Ovası var mı yok mu gör, ondan sonra da yaz."
ETNİK SLOGAN YALANI
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesi Hatun Tuğluk'un Ankara'daki cenazesinde çirkin bir provokasyona imza atıldı. Cenaze törenine müdahale eden bir grup provokatör, Hatun Tuğluk'un cenazesinin buraya gömülmesini istemedi. Tuğluk, Tunceli'de toprağa verildi. Yaşanan bu çirkin olayın üzerine provokasyonu daha da büyütmek için sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde yalanlar devreye sokuldu.
Cenaze törenine müdahale eden grubun "Burası Müslüman mezarlığı, buraya Ermeni gömdürmeyiz", "Burası Sünni mezarlığı, buraya Alevi gömdürmeyiz", "Burası Türk toprağıdır, Ermeni toprağı değildir, burada Ermenileri istemiyoruz" şeklinde sloganlar attığı öne sürüldü. Bazı köşe yazarları da bu yalanı gerçekmiş gibi köşesine taşıdı. Ancak, bu sloganların atılmadığı ortaya çıktı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olayın görüntülerini saniye saniye izlediğini ve bu sloganların atılmadığının görüldüğünü söyledi. Soylu, "Bu cümleler edilmemiş. Bunlar telaffuz edilmiş gibi bir algı oluşturmak çok tehlikeli. Maalesef bunu yapıyorlar" ifadesini kullandı.
Soylu, "Olaya karışanlara yönelik çok titiz bir çalışma yürütüyoruz. Kimlerdir, siyasi bağlantıları var mı, örgütsel irtibatları mevcut mu, hangi siyasi görüşe sahipler, başka bir olaya karışmışlar mı gibi her türlü detaya bakılıyor. Sonuna kadar hesabı sorulacak, bu işin üzerine gidiyoruz" diye konuştu.
MİLLİ BAYRAMLAR KUTLANMAYACAK ZIRVASI
En son yalan ise, önceki akşam ortaya atıldı. Sosyal medya ve bazı haber sitelerinde bu yıl okullarda 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 29 Ekim Cumhuriyet bayramlarının kutlanmayacağı iddia edildi.
Gerekçe olarak ise, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullara gönderdiği "belirli gün ve haftalar çizelgesinde" bu bayramların yer almaması gösterildi. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan da, bu iddiada bulunulan bir tweeti sosyal medya hesabından paylaştı. Ancak bunun da yalan olduğu ortaya çıktı. Adı üstünde belirli gün ve haftaların belirtildiği çizelgede Ahilik Haftası, Öğretmenler Günü, Gaziler Günü gibi özel hafta ve günler yer alıyor. Milli bayramlar ise, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun çerçevesinde kutlanıyor. Bu kuyruklu yalanı uyduranlar sosyal medyada paylaştıkları "belirli gün ve haftalar çizelgesinde" Atatürk Haftası ve İnsan Hakları ve Demokrasi Hatfası olduğundan hiç bahsetmiyor.
"DAHA ÖNCE DE YOKTU"
Bu milli bayramların her yıl hazırlananan belirli gün ve haftalar çizelgesinde geçtiğimiz yılarda da yer almadığını belirten Eğitim Bir Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, "Bu ortaya atılan çok büyük bir yalan.
Milli bayramlarımız, gerek kanun gerekse Bakanlık ve il müdürlüklerince hazırlanan yıllık çalışma takvimlerinde okullarımız başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarında en güzel şekilde icra edilecek biçimde yer alıyor" diye konuştu.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi de, "İddia edildiği gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Milli bayramlarımız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kutlanmaya devam edecek. Bayramlarımız için oluşturduğumuz çalışma komisyonları şimdiden çalışıyor" dedi.
Başaramayacaksınız
Atatürk heykellerine saldırılması, şort giyen kadınlara müdahale edilmesi gibi provokasyonların ardından sahneye sürülen bu yalanlar da tutmadı, tutmayacak. Çünkü millet, yeni bir Gezi olayı ve kaos çıkarmak için tezgaha sürülen bu oyunları çok iyi görüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da dediği gibi "mayası sağlam" olan milletimizi bu oyunlara getiremeyeksiniz. Bizi birbirimize düşüremeyeceksiniz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.