CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce üzerindeki "ABD şüphesi" giderek büyüyor. Durup dururken canlı yayında "Amerikalılar beni aradı, Türkiye FETÖ'yü usulüne uygun olarak istememiş" diyen İnce'nin seçim manifestosu da bu şüpheleri artırdı.
Bu ülkenin 1 numaralı makamına talip olan İnce'nin manifestosunda PKK-PYDYPG terör örgütü ve bu örgüte ABD'nin yaptığı silah yardımı ile yine bu ülkede beslenen FETÖ'yle mücadele konusunda doğru düzgün hiçbir ifade yer almadı.
Bir Cumhurbaşkanı adayının ülkenin en büyük güvenlik sorunu olan iki terör örgütüyle mücadele konusunda hiçbir fikri veya düşüncesinin olmaması, niyetinin ne olduğunu da sorgulatır. Hele kendisi de "Amerikalılar beni arıyor" diye ağzından kaçırdıktan sonra bunu sorgulamamak büyük gaflet olur.
NEDEN AÇIKLAYAMIYOR?
Hükümetten gelen "ABD'den seni kim aradı açıkla" sorusuna rağmen İnce'nin günlerdir hiçbir açıklama yapmaması da çok manidar. Görüştüğü kişi sakıncalı biri değilse neden kaç gündür bir türlü açıklayamıyor?
Dün görüştüğüm Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, İnce'yi ABD'den arayanın kim olduğu konusunda çok konuşulacak bir açıklama yaptı.
Karataş'a göre, İnce'yi arayan kişi 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Büyükada'da gizemli bir toplantı yapan ve Türkiye'de hakkında yakalama kararı bulunan CIA ajanı Henri Barkey...
Barkey'in cezaevinde bulunan HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'la ilgili övgü dolu açıklamalar yapmasının hemen ardından İnce'nin "Beni Amerika'dan aradılar" dediğini ifade eden Karataş, "İnce'yi ABD'deki Trump yönetiminden veya Adalet Bakanlığı'ndan kimse aramayacağına göre Türkiye ile bağlantı kuracak 2 kişi var. Bunlardan biri Henri Barkey diğeri de CIA şefi Graham Fuller...
Bu iş Fuller'in tarzı değil, Barkey'in tarzı. Fuller'in daha çok akademik çerçevede çalışmalar yaptığı dikkate alındığında bu işlere girecek kişi Henri Barkey'dir" dedi.
"AKLIMIZLA ALAY ETMESİNLER"
"Bir fizik öğretmeni olan İnce'nin çok iyi İngilizce bildiğini zannetmiyorum" diyen Karataş, şöyle devam etti: "İnce, bu tür konuları konuşacak düzeyde İngilizce bilmiyordur. İzmir doğumlu Henri Barkey'in de çok iyi Türkçe konuştuğu düşünüldüğünde arayanın Barkey olması ihtimali kuvvetleniyor. Zaten ABD'den bir resmi yetkilinin, üzerinden 2 yıl geçmiş bir iade başvurusunda eksiklikler olduğunu söylemesi mümkün değil. Böyle bir eksikliğin olması da mümkün değil. Bu kadar da aklımızla alay etmesinler. O yüzden arayan Barkey'di. 1 numaralı şüpheli odur." Derler ya "Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır" diye... İşte İnce'nin kendisi açıklayamasa da ABD'de kimlerle görüştüğü de bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır.