Yeni Asır olarak bugün Yunan Ordusu'nun İzmir'i işgali sırasında ilk kurşunu sıkan, Türk direnişinin sembolü Hasan Tahsin'le ilgili çarpıcı bir manşetle karşınızdayız. İzmirli yazar Yaşar Aksoy, tarihi belgeler üzerinden yürüttüğü araştırmada Hasan Tahsin'in mezarının Konak Varyant'ta eski adıyla 'Maşatlık' olarak bilinen tepenin eteklerine açılan toplu mezarda olduğunu ortaya çıkardı.
MOLOZLAR TEMİZLENMELİ
Deneyimli muhabirimiz Metin Burmalı, Aksoy'la birlikte bu mezarın bulunduğu alana gitti ve burayı fotoğrafladı. Aksoy'un Astsubay Orduevi'nin alt kısmındaki bu alana Hasan Tahsin'in anısına bir tabela ve bir anıt dikilmesi önerisi çok yerinde. Şu an moloz yığınının bulunduğu alan Yeni Asır'ın bu haberinin ardından ilgili kurum ve kuruluşlarca hemen temizlenmeli ve oraya milli kahramanız ile kentimize yakışan bir anıt dikilmeli.
Kimse de, "Zaten Hasan Tahsin'in Yunan askerlerine ateş ettiği Konak Meydanı'nda bir 'İlk Kurşun Anıtı' var. İkinci anıta ne gerek var" diye düşünmesin. Hem Türk Milleti hem de İzmir'le özdeşleşmiş bu sembol ismin üzerimizdeki hakkını, değil bir-iki onlarca anıtını diksek yine de ödeyemeyiz.
TUNÇ SOYER'E ÇAĞRIMDIR
Shoexpo-45. İzmir Ayakkabı ve Çanta Fuarı öncesi ayakkabı üreticileriyle bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir'i dünya kentleri arasında öne çıkarmak ve kentin tanıtımını yapmak için Asya, Amerika ve Avrupa'da "İzmir Ofisleri" açacaklarını söyledi. Bu ofisin gerekli olup olmadığı konuşulur, tartışılır ancak benim Sayın Soyer'e söyleyeceklerim var.
KOKU SICAKLARDA ARTACAK
Sayın Soyer...
Tamam, İzmir'i dünyaya tanıtalım, kentimize daha fazla turist ve yatırımcı gelmesi için uğraşalım. Bunun için gerekiyorsa bu ofisleri de açalım.
Ancak, işe kentimizin şu içler acısı halini düzelterek başlayalım.
Bakın başına geçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi, hala Körfez'e kanalizasyon akıtıyor. Bahar geldi yakında sıcaklıklar arttıkça Körfez'den gelen kötü koku geçtiğimiz yaz olduğu gibi yine burunlarımızın direğini kıracak. Önce bunu bir halledelim.
ÖNCELİK ALTYAPI OLMALI
İncik-boncuk tabir edilen işlerden önce şu kentsel dönüşüme ağırlık verelim.
Trafik sorununu çözecek adımlar atalım.
Heryeri delik deşik olan şu yollarımızı bir elden geçirelim. İzmir'i imrenilecek bir hale getirmeden yapacağımız tanıtımın katkısı da olmaz. Gelen turist, kentin bu halini görünce, hele de Körfez'in sıcak havalarda katlanılmaz hale gelen o pis kokusunu içine çektiği zaman buraya bir daha adım atmaz. Ülkesinde de kimseye 'İzmir'e gidin' tavsiyesinde bulunmaz.
Eğer kentteki yaşam kalitesi artar ve altyapı sorunları çözülürse turist de gelir, yabancı yatırımcı da gelir, İzmir'in verdiği beyin göçü tersine de döner.
O yüzden önceliği '3 kıtaya ofis' gibi ambalajı güzel işlerden ziyade kenti ayağa kaldıracak işlere vermelisiniz.