CHP, kamuda görev alan bazı isimlerin değişik kuruluş ve şirketlerdeki görevleri nedeniyle birden fazla maaş aldığı iddialarını gündemden düşürmüyor ve bir algı operasyonu yürütüyor.
Açıkçası işin içinde "adam kayırma" olmadıktan sonra konularının uzmanı bürokratların ve profesyonellerin fikirsel emekleri üzerinden birden fazla yere katkı koyması ve buralardan gelir elde etmesine olumsuz bakmıyorum.
Eğer birinin birikimi varsa, bunu farklı kuruluş ve şirketlerin faydasına sunabilir, karşılığında da ücretini alır. Hem CHP böyle diyor da kendisi ne yapıyor? Gelin İzmir örneğine bakalım... Bugün Büyükşehir Belediyesi'ndeki neredeyse bütün daire başkanlarının değişik belediye şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği görevleri var. Bu üyeliklerden çok yüksek maaş almasalar da neticede öyle veya böyle alıyorlar. İlçe belediyelerinde de durum böyle... Dediğim gibi buna söyleyecek lafımız yok... Bürokratlar ve profesyoneller bunu yapabilir.
İŞİN CILKI ÇIKMIŞ DURUMDA
Ancak bunu siyasetçiler yaparsa.. İşte orada durmak lazım... Siyasetçiler bırakın çift maaşı, belediyenin herhangi bir şirketinden tek maaş bile almamalı... Ancak İzmir'de işin cılkı çıkmış durumda...
İşte bugünkü manşetimiz...
Torbalı'da eski başkanın vefatının ardından seçilen CHP'li yeni başkan Mithat Tekin, ilk iş olarak kendisini Belediye Personel A.Ş.'ye Yönetim Kurulu Başkanı yaptı.
15 bin liranın haricinde belediye başkanlık maaşının üzerine bir de buradan ücret almaya başladı. Bu da yetmedi CHP'li 4 meclis üyesi Ömer Şentürk, Musa Serbest, Özkan Altun, Savaş Benli'yi de aynı şirkette yönetim kurulu üyesi yaparak maaş bağladı...
Üstelik kendisine bunu sormak için aradığımızda bir de pişkin pişkin "Maaş değil huzur hakkı alıyoruz" dedi. "Peki etik mi?" sorumuzu da yanıtsız bıraktı. İnsan gerçekten hayret ediyor. "Halka hizmet edeceğim" gerekçesiyle siyaset yapıp bir de üzerine seçildiği kurumdan başkanlık maaşı veya meclis üyeliği için belirlenen ücretin dışında maaş almak da ne oluyor?
BALIK BAŞTAN KOKUYOR
İzmir'de bugün bir çok belediye başkanı, aynı zamanda belediye şirketlerinde yönetim kurulu başkanı olarak gözüküyor. Tunç Soyer de öyle.. Soyer daha önce şirketlerden ayrıca maaş almadığını açıklamıştı.
Ancak balık baştan kokar misali, maalesef bu maaş saltanatına İzmir'de bizzat Soyer'in kendisi izin veriyor. Çünkü yokluğunda hem belediye yönetiminde hem de meclis toplantılarında kendisine vekillik yapan lise mezunu Mustafa Özuslu, bugün belediyeyi temsilen yer aldığı 3 değişik şirketten maaş ve artı vekalet ücreti alıyor. Kendisi İzmir Doğalgaz şirketinde belediyeyi temsilen yönetim kurulu üyesi. Karşıyaka Belediyesi bünyesindeki Kent A.Ş.'de de öyle... Ayrıca Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'nden de mütevelli heyet üyesi olarak ücret alıyor.
Bu arada Soyer'e vekalet ettiği zaman Soyer'in maaşı oranında ücret alıyor. Ayrıca Karşıyaka ve Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği görevi nedeniyle de oturum başına ücret elde ediyor. Durum böyleyken bir de çıkıp, "Soyer ile ölüme giderim", "Efsane kelimesini çok sevmem ama Tunç Başkan, unutulmaz bir başkan olmaya doğru gidiyor" gibi övgü sınırlarını aşan açıklamalar yapıyor. İzmir siyaseti bu utançtan arınmalı. CHP, harekete geçmeli ve içindeki bu olumsuz örnekleri temizlemeli.
Burada öncelikli görev CHP lideri Kılıçdaroğlu, Soyer ve CHP İl Başkanı Deniz Yücel'e düşüyor. Soyer'in Özuslu'dan işe başlaması da en doğru adım olur...