Türkiye, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda uyguladığı denge politikasıyla ön plana çıktı. Daha baştan "Ne Ukrayna'dan ne de Rusya'dan vazgeçeriz" dedik ve bunu kararlılıkla uyguluyoruz.
Bu savaşla birlikte Batı ve Rusya bloğu arasında Soğuk Savaş dönemini bile aratacak şiddetli bir mücadele başlarken, bu denge politikası Türkiye'ye iki kutup arasında yeni bir yol açtı. İnsanlığın yıkımı olan savaşı tabii ki kimse istemez.
Ancak her savaşta kazanan ve kaybeden vardır. Bu bir gerçektir. Bu savaşın da kazananı Türkiye olacaktır.
İSRAİLLİLER BİLE ÖVDÜ
Bakın, önceki gün İsrail basınından Haaretz gazetesi ne yazdı... Aynen şunu:
"Ukrayna'da şimdiye kadarki en büyük kazanan Erdoğan. Erdoğan'ın Kiev'e ziyareti bir dayanışma göstergesiydi. Rusya ile çalışma ilişkisini sürdürürken, Ukrayna halkının yanında kararlı duruşu stratejik olarak dengeledi. Türkiye, Rusya ile muhatap olarak koalisyon için önemli." Bunu ilişkilerimizin hala tam normalleşmediği İsraillilerin söylemesi de ayrıca anlamlı...
MOBİUS'TAN TÜRKİYE YORUMU
Türkiye'nin bu süreçteki olası kazanımlarıyla ilgili önemli bir yorum da dün dünyaca ünlü yatırımcı Mark Mobius'tan geldi. "Ukrayna krizi Türkiye gibi ülkelerin yatırım değeri açısından öne çıkmasına sebep olacak" diyen Mobius, "Türkiye'nin cazibesini koruyup daha da artıracağına inanıyorum. Rusya'nın imkanları yatırımcılar için kapanmış vaziyette. Artık Rusya'da yatırım yapmak imkansız hale geldi, Türkiye ve diğer büyüyen piyasalar tüm bu yatırımı çekecektir.
Ayrıca, unutmamalı ki pandemi önlemlerinin gevşetilmesiyle dünyadaki birçok turistin ülke dışı seyahat imkanı oluşuyor. Bence bu yıl Türkiye, dünyadan gelen turizm akışından daha büyük ölçüde faydalanacaktır. Şahsen ben 2 ay önce Dubai'den Türkiye'ye geldim ve bunu daha sık yapmayı planlıyorum" ifadelerini kullandı.
TAM BİR KURTLAR SOFRASI
Türkiye'nin bu iki kutup arasındaki dengeyi koruması çok zorlu olacak.
Nitekim bir tarafta ABD, İngiltere gibi kurtlar var. Türkiye'yi FETÖ eliyle işgal girişimi olan 15 Temmuz hain darbe girişimindeki pozisyonu hala tam olarak aydınlanmayan ancak bizim de üyesi olduğumuz NATO var. Diğer yanda ise, kendi güvenlik kaygıları nedeniyle komşu ülkesine bombalar yağdırmaktan çekinmeyen, dünyaya 'nükleer' tehditte bulunan ancak vazgeçilmez ilişkilerimiz olan Rusya var...
BAŞARACAK GÜÇ VE BİRİKİM VAR
Şimdi her iki taraf da Türkiye'yi tamamen kendi safına çekmek için elinden geleni yapacak. Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışacaklar. Eğer biz bu dengeyi koruyamazsak bir felakete uğrayabiliriz. Ancak binlerce yıllık bir devlet geleneğinden gelen ve önümüzdeki yıl 100. yılını kutlayacak Türkiye Cumhuriyeti'nin artık bunu başaracak tecrübe ve birikimi var.
Her zaman genç ve diri olan bir devlet aklı var. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözü Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını net olarak anlatıyor: "Ülkemizin son dönemlerdeki tüm sınamalar gibi Karadeniz'in kuzeyindeki krizi de selametle atlatacağından kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye artık siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbari altyapısıyla kendi politikalarını üretecek, uygulayacak seviyeye gelmiş bir devlettir."