İzmir'in göbeğindeki Buca'da bir pazar yeri vurgunu yaşanıyor ve kimse bu olayın üzerine gitmiyor. Ne belediyeden ne de başka bir yerden tek ses yok...
Akıl alacak gibi değil... Buca'da Barış Pazaryeri'nin boşalan cezaevi arsasına taşınması sırasında belediye içinden bazı kişilerce, kayıtdışı tezgah yeri satışı yapılarak gerçekleştirildiği belirtilen vurgundan bahsediyoruz. Bu skandalı ilk olarak bu köşede gündeme getirdik. Ardından başka medya kuruluşları da işin peşine düştü.
Skandalın içinde Buca ve Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li meclis üyesi Serkan Kalmaz'ın Buca Belediyesi'nde zabıtalık yapan babası Hüseyin Kalmaz'ın da yer aldığı iddiaları dekontlarla birlikte bazı basın kuruluşlarınca öne sürüldü.
"BÜYÜK BİR RANT VAR"
Skandalla ilgili belediye ile başka kurum ve kuruluşlardan henüz bir açıklama gelmezken İzmir Pazarcılar Derneği Başkanı Faysal Acar'dan vurgunun boyutunun düşünüldüğünden daha fazla olduğunu ortaya koyan bir açıklama geldi. Konuyla ilgili konuşan Acar, vurgunun boyutunun gündeme geldiği gibi bir-kaç milyon lira değil 8-9 milyon lirayı bulduğunu öne sürdü ve savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
188 hak sahibi için tahsis edilen alana 375 pazar tezgahı kurulduğunu belirten Acar, "Hak sahibi pazarcıların tezgah açacağı alanlar küçültülerek tezgah sayısı iki katına çıkarıldı. Hak sahibi olmayan kişilerden belediye zabıtası muhalefeti ile yüklü miktarlarda para toplandı. Sonra da para veren kişiler sanki gerçek hak sahibiymiş gibi isimleri listelere eklendi.
Üstelik toplanan bu paralar belediyeye değil de özel şahıs hesaplarına yatırtıldı.
Bu yolla hak sahibi olmayanlardan 8-9 milyon lira para toplandı. Bu işin içinde Buca Belediyesi'nde görev yapan zabıtalar hatta ve hatta CHP'li Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi bile var" ifadelerini kullandı. Acar'ın açıklamalarıyla vurgun daha da ete kemiğe büründü. Bu süreçte Buca Belediyesi başta olmak üzere hiçbir kurum ve kuruluştan açıklama gelmemesi düşündürücü. Böyle bir vurgun, yapanların yanına kar mı kalacak?
Tunç Soyer'den aynı nakarat!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP'de önümüzdeki aylarda gerçekleştirilecek il ve ilçe kongreleri için "Asla müdahil olmayacağım" dedi... Biz bu filmi 2020 yılındaki il ve ilçe kongrelerinde de görmüştük.
Soyer yine "Karışmayacağım, tarafsızım" demişti ancak dönemin Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan ile İl Başkanı Deniz Yücel'in kurduğu ittifaka karşı büyük bir savaş yürütmüştü. Soyer, açtığı cephenin en ön saflarına ise, Başkanvekili Mustafa Özuslu, İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ve bu seçimde milletvekili olan Rıfat Nalbantoğlu'nu sürmüştü. Soyer'in yine "Müdahil olmayacağım" nakaratını tekrarlamaya başlamasını "Tamam muhakkak müdahil olacak" diye algılanmalı...
BU OYUNA NE GEREK VAR?
Zaten kendisi de gazetecilerin belediye bürokratlarının kongrelere müdahil olduğuna yönelik sözleri üzerine açık kapı bıraktı ve "Böyle bir şey yok. 31 bin insan çalışıyor, herkes bir şekilde işin içinde olmak isteyebilir, benim onları görmem, duymam, haberdar olmam mümkün olmayabilir. Ama ben yokum. Bu hikayenin tamamen dışındayım" diye konuştu...
Hayır, yani bütün CHP İzmir İl Örgütü olanları görüyorken neden böyle ısrarla "Karışmıyorum" isimli oyunlar sahnelenmeye çalışılıyor anlamıyorum!